24 Ekim 2009 Cumartesi

En Çok Türkçe Kelime Hangi Dilde Var Biliyor musunuz???


Dünya dilleri arasında en çok Türkçe kelime barındıran dilin Sırpça olduğu belirlendi. Sırpçada 9 bin civarında Türkçe kelime bulunurken, 3 bini günlük hayatta aktif olarak kullanılıyor.


Hatta Sırplar, doğu ve İslam hayranlığı ile tanınan Sırp şair Jovan Llic'in şiirlerini anlayabilmek için Türkçe sözlük kullanıyor. Fatih Üniversitesi'nin düzenlediği Osmanlı-Balkan ilişkileri konulu panele katılan Belgrad üniversitelerindeki akademisyenler, iki ülke arasındaki birçok bilinmeyene ışık tuttu. Belgrad Üniversitesi Türkoloji Bölümü Öğretim Görevlisi Ord. Prof. Dr. Mirjana Teodosiyeviç, Sırpçada deyimlerle birlikte 10 bine yakın Türkçe kelimenin bulunduğunu, bunların 3 bininin günlük dilde yaygın şekilde kullanıldığını söyledi.Belgrad Üniversitesi kütüphanesinde bulunan 17 bin Doğu dilleri kitabından 4 bin 500'ünün Türkçe başlıklı olduğuna dikkat çekerek, Türkçe ile Sırpçanın yazıldığı gibi okunması özelliği açısından birbirine çok benzediğini belirtti. Türk dilinin 1925'ten itibaren Sırbistan'daki üniversitelerde okutulduğunu anlatan Türkolog, sözlerini şöyle sürdürdü: "Sırbistan'da Türkoloji bölümünden şimdiye kadar 500 mezun verdik. Şu an ise 200 öğrenci öğrenim görüyor. Özellikle turizm için Türkiye'ye gelen öğrenciler Türkoloji bölümünü daha fazla tercih ediyor."
Sırpçada sıkça kullanılan bazı Türkçe söz ve kelimeler şunlar: Helal olsun, sus bre, lokum, kahvehane, kusur, hapishane, pekmez, komşuluk, helal, börek, meraklıca, lakırdı, nişan, uğursuz. Atasözleri: 'Anasına bak kızını al.' 'Ateş olmayan yerden duman çıkmaz.' 'Dağ dağa kavuşmaz insan insana kavuşur.' 'Balık baştan kokar.' 'İki karpuz bir koltuğa sığmaz.'

3 Eylül 2009 Perşembe

'Kan ağlamak' deyimi gerçek oldu !!!

Amerika'nın Tennessee Eyaleti'nde yaşayan 15 yaşındaki Calvino Inman adlı genç ağladığı zaman gözlerinden, yaş yerine kan geliyor. Doktorları dahi şaşırtan Inman'ın neden bu şekilde tepki verdiği ise henüz çözülebilmiş değil...

Peki "Kan Ağlamak" deyimi ne anlama geliyor ???
Kan ağlamak: Büyük bir üzüntü içinde olup yakınmak."Dört çocuk tek başıma kaldım, çaresizim, içim kan ağlıyor ama kimseye açılamıyorum."

İÇİNDE ŞEYTAN VAR ŞÜPHESİ

Arkadaşlarının, içine şeytan girdiğini düşündüğü gencin, günde üç kez, çoğu kez önceden geldiğini hissettiği kanlı gözyaşları yaklaşık bir saat boyunca gözlerinden akıyor.Hürriyet'te yer alan habere göre, Calvino ve annesi ise Hz. İsa'nın çarmıha gerildiğinde vücudunda oluşan işkence izlerine (stigmata) benzeyen tıbbi esrara bir çözüm bulunması umuduyla, bir bir yerel TELEVİZYON kanallarına çıkıyor.Katıldığı bu programlarda ağlamadan önceki hislerini anlatan genç, "Bazen gözyaşı gibi geldiklerini hissediyorum. Gözlerimin sulandığını hissediyorum. Bazen kanlı yaşlar çıkarken gözlerim yanıyor" ifadelerini kullanıyor.Çeşitli video ve fotoğraflar, gencin gözlerinden akan kırmızı göz yaşlarının yanaklarından süzülürken bıraktığı kan izini belgeliyor.

ANNE: HAYATIMIN EN KORKUNÇ ANIYDI

Kanlı gözyaşları ilk gelmeye başladığında korkan Calvino'nun annesi ise bu durum ile karşılaşınca ilk olarak acil servisi arayarak tepki vermiş.O anları anlatan anne, "Hayatımın en korkunç anıydı, bana dönüp 'Anne ölecek miyim?' dediği zaman yüreğim parçalandı." derken, oğluna şimdiye kadan birçok MRI, ultrason ve CT taramaları yaptırmasına ve çeşitli uzmanlara ***ürmesine rağmen henüz kimsenin bu tıbbi esrarı çözemediğini belirtiyor.Göz hastalıkları uzmanı Dr. Rex Hamilton, Calvino'nun ender rastlanan ve tıp literatüründe 'haemolakriya' olarak adlandırlan kanlı gözyaşlarından muzdarip olabileceğini söylüyor..MİLYONDA BİR KARŞILAŞILIYORGood Morning Amerika adlı televizyon programında, Inman'ın yaşadıklarının hastalık tanımlarına uyduğunu ama bu hastalığa neyin neden olduğunun bilinmediğinin altını çizen Hamilton, bu durumla milyonda bir karşılaşıldığını belirtiyor.












2 Eylül 2009 Çarşamba

Biz Türkler de süsümüze çok düşkünmüşüz canım...


TDK Başkanı Prof.Dr. Şükrü H. Akalın'ın yazdığı Çince ve Uygurca'ya da çevrilen kitabında, Kaşgarlı Mahmud'un eserine dayanılarak Türklerin bin yıl önceki geleneklerine yer veriyor.

Türklerin bin yıl önce giyim kuşamlarına özen gösterdiği, ütülü elbise, ipek mendil, eldiven ve havlu kullandığı belirtildi. Kıyafetlerini özel yöntemlerle çeşitli renklere boyayan Türkler, kendi icatları yoluyla zehirli yemeği de ortaya çıkarıyordu.

Türk Dil Kurumu (TDK) Başkanı Prof. Dr. Şükrü Haluk Akalın'ın kaleme aldığı ve Çince ile Uygurca'ya da çevrilen 'Bin Yıl Önce, Bin Yıl Sonra-Kaşgarlı Mahmud ve Divanü Lugati't-Türk' isimli kitapta yer alan bilgilere göre, Türkçede 'ütü' olarak kullanılan söz, Divanü Lugati't-Türk'te 'ütüg' olarak geçiyor. Bu alet, Kaşgarlı Mahmud tarafından, 'mala biçiminde olan, ısıtıldıktan sonra giysilerin kırışıklıklarına bastırılarak sıcaklığın etkisiyle bu kırışıklıkların düzleşmesini sağlayan demir parçası' olarak tanımlanıyor.
Günümüzün ütüsünün ateşte ısıtılarak kullanılan eski biçimi olan 'ütüg' için eserlerde, 'ütidi' fiili de 'ol tonug ütidi (o giysinin kırışıklıklarını ütüledi ve düzeltti)' şeklinde kullanılıyor.
Sözlük bölümünde yer alan 'suvluk' sözünü Kaşgarlı Mahmud 'havlu', 'eliglik' sözünü ise 'eldiven' olarak tanımlıyor. 'Su' sözcüğünün bin yıl önceki biçimi olan 'suv' kelimesine getirilen yapım ekiyle türetilen 'suvluk'un, el, yüz ve vücuttaki suyu kurutmak amacıyla kullanılan havlu olduğu anlaşılıyor.

Bin yıl önce Türklerin giyim kuşamında mendili kullandığı da eserde görülüyor. Erkeğin gerektiğinde burnunu silmek için cebinde taşıdığı ipek mendil olan 'ületü', Divanü Lugati't-Türk'te yer alan bir başka giyim kuşam aksesuarı olarak öne çıkıyor.
Bu veriler, Türklerin bin yıl önce giyim ve temizliklerine dikkat ettiğini, ütülenmiş kıyafet ve ipek mendillerle dolaştığını gösteriyor.

GİYSİLERİNİ BOYUYORLARDI

Eserde, giyim kuşam ile ilgili bir başka ayrıntı da 'bodudı' sözüyle gözler önüne seriliyor. Eski Türkçedeki 'bodudı' sözü, 'boyadı' anlamında kullanılırken, Kaşgarlı Mahmud'un bu söz için getirdiği örnek, 'ol tonug bodudı (o giysisini boyadı)' şeklinde görülüyor.
Kaşgarlı Mahmud, giysi boyanabileceği gibi başka şeylerin de boyanabileceğini ve bu fiilin onlar için de kullanılabileceğini belirtirken, giysinin nasıl boyandığı konusunda bilgi verilmese de bu örnek, Türklerin bin yıl önce kıyafetlerini boyadığını gösteren bir kanıt olarak ortaya çıkıyor.

ZEHİRLİ YEMEĞİ GÖSTEREN 'ÇATU'

Suikastların çoğunlukla zehirleme yoluyla yapıldığı bir dönemde yemeklere karıştırılan zehri ortaya çıkarmak da büyük önem taşıyordu.
Babası ile beraber aile fertlerini böyle bir suikast sonucunda kaybeden Kaşgarlı Mahmud da zehirli yemekleri ortaya çıkaran 'çatu' isimli bir nesnenin var olduğunu, Türk dilinin baş ucu kitabında anlatıyor.

'Çatu'nun 'balık duyargası' olduğunu, kimilerine göre ise Çin'den getirilen ve bıçak sapı yapımında kullanılan bir ağaç kökü olabileceğini aktaran Kaşgarlı Mahmud, yemekte zehir bulunup bulunmadığının da 'çatu' sayesinde anlaşıldığından söz ediyor. Onun verdiği bilgilere göre, zehirli yemek 'çatu' aracılığıyla şu yöntemle anlaşılıyor:
'İçerisinde zehir bulunduğu sanılan çorba ya da yemek bir kapta getirilir. Daha sonra bu yemek 'çatu' ile karıştırılır. Eğer içerisinde zehir varsa ateş yanmamasına karşın çorba ya da yemek kaynamaya başlar. Ayrıca, 'çatu' kabın içerisinde konulduğunda da duman çıkmasa bile kabın kenarları buğulanır.'

'HANGİ BOYDANSIN?'

Türklerin o dönemdeki görgü kuralları ile törelerinden de bahsedilen eserde, Türklerin tanışma şekilleri de okuyucuya aktarılıyor. Birbirini tanımasa dahi karşılaşan iki kişinin selamlaştığı ve görgü kuralları gereğince hal hatır sorduğu Türk geleneğinde iki Türkün tanışması da şöyle anlatılıyor:
'Birbirini tanımayan iki adam, karşılaştıklarında önce selamlaşırlar. Sonra, 'boy kim? (hangi boydansın?)' diye sorarlar. Hangi kabiledensin demektir. 'Salgur' diye karşılık verir veya boy adlarından birini söyler. Bundan sonra konuşmaya başlarlar veya daha fazla gevezelik etmeden kendi yollarına giderler. Böylece her biri diğerinin ait olduğu boyu tanımış olur.'
Kitapta, ayrıca, iki asker veya iki birliğin karşılaştığı durumlarda birbirini tanıma yolu da izah ediliyor. Kaşgarlı Mahmud'un verdiği bilgilerden, bugün askerlikte, poliste veya benzeri görevlerde kullanılan 'parola sorma' uygulamasının o dönemde de var olduğu ortaya çıkıyor.

1 Eylül 2009 Salı

Hz. Mevlana ile ilgili ezber bozan iddia


Hz. Mevlana deyince herkes aynı dizeyi hatırlar: "Ne olursan ol yine gel"... Bu dizenin Hz. Mevlana'ya ait olmadığı iddia edildi.
Mevlana “Gel” Demedi " mi ?
Bir TV programı pek çok kişinin ezberini bozdu. Programda Prof. Dr. İlber Ortaylı ve Murat Bardakçı, "Gel, gel ne olursan ol yine gel" dizelerinin Mevlana'ya ait olmadığını söyledi.
İki isme destek, konunun uzmanlarından Prof. Dr. İskender Pala ile Prof. Dr. Mahmut Erol Kılıç'tan geldi. Onlara göre de bu dize Mevlana'nın hiçbir kitabında yer almamıştı. Şiir, Orta Asyalı ünlü sufi Ebu Said Ebu'l Hayr'ındı. "Tanrı öldü", "Geldim, gördüm, yendim", "Dünyanın bütün işçileri birleşin", "Ama yine de dönüyor dünya" cümleleri nasıl Nietzsche, Napoleon Bonaparte, Karl Marx ve Galileo ile birlikte anılıyorsa "Gel, gel ne olursan ol yine gel" dizeleri de Mevlana Celaleddin Rumi ile o kadar özdeş. Ancak şimdi bu dizelerin Mevlana Celaleddin Rumi'ye ait olmadığı ortaya çıktı.
Habertürk televizyonunda Fatih Altaylı'nın programına katılan gazeteci Murat Bardakçı ve Prof. Dr. İlber Ortaylı dile getirdi bu gerçeği. Divan edebiyatı araştırmaları üzerine çalışmalarıyla tanınan Prof. Dr. İskender Pala ve tasavvuf tarihi araştırmalarının önemli ismi Prof. Dr. Mahmut Erol Kılıç da Bardakçı ve Ortaylı ile aynı fikirde.Dizeler Mevlana'dan önce yaşamış başka bir mutasavvıfa, Ebu Said Ebu'l Hayr'a ait. Mevlana'nın beyitlerinin yer aldığı farklı Divan-ı Kebir nüshalarında bu dizeler alıntılanmış. Ancak son yıllarda yayımlanan karşılaştırmalı metinlerde bu tartışmalı beyitler ayıklanmış.
Habertürk televizyonunda yayınlanan Teke Tek programının konukları gazeteci Murat Bardakçı ile tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı'ydı.Osmanlı tarihinden başlayıp güncel meselelere kadar uzanan programda bir ara söz döndü dolaştı Orhan Pamuk'a geldi. Hemen ardından da izleyicilerden e-mail'ler gelmeye başladı Teke Tek'e. Bu e-mail'lerden bir tanesinde bir izleyici Mevlana Celaleddin Rumi'yi intihal yapmakla suçluyordu: Bir başka şairin dizelerini Mevlana kendi kitabında kaynak göstermeksizin yayımlamıştı. Bu, Mevlana ile özdeşleşen
"Gel, gel ne olursan ol, yine gel
İster kâfir, ister Mecusi, ister puta tapan ol, yine gel
Bizim dergâhımız ümitsizlik dergâhı değildir
Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel!"
şiirinden başkası değildi. Programda ilk itiraz Prof. Dr. Ortaylı'dan geldi;
"Ne münasebet. Mevlana'nın hiçbir kitabında bu dizeler bulunmaz. Bu şiir Mevlana'dan sonra ona isnad edilmiştir. İntihal suçlaması mesnetsizdir" dedi.
Murat Bardakçı da şiirin Ebu Said Ebu'l Hayr'a ait olduğunu söyledi. Şiir de zaten bizim anladığımızın dışında başka manalar da taşıyordu ve bu Farsça aslında yapılan kelime oyunlarının arkasına saklanmıştı. Ebu'l Hayr burada "gel" derken "pişman"lıkla eş anlamlı bir kelime kullanmış, çağrısını aslında "İslam'a gel" olarak yapmıştı.Manası Mevlana ile uyumluİskender Pala'ya göre bu sadece Mevlana Celaleddin Rumi'nin başına gelmemiş: "Yunus Emre'ye ait olmayan pek çok şiir ona isnad edilir. Tüm güzel sözler en ihtişamlı olana dayandırılır. Döneminde de Mevlana'nın eserleri en önemli ve güzel eserlerdi. Dolayısıyla halkın arasında bilinen, beğenilen beyit ve dizeler Mevlana'ya izafe edildi. Bahsi geçen dizelerin hiçbirisi Mesnevi'de, Mevlana'nın kitaplarında yer almamıştır." Hatta bazı meşhur beyitler zamanla atasözüne dönüşmüş. Bunu da İskender Pala, şiirin şairden daha meşhur olmasına bağlıyor. Fıkralarda da Nasrettin Hoca'nın başından geçmeyen pek çok olay, sanki Hoca'nınmış gibi anlatılmakta Prof. Dr. Pala'ya göre.Tasavvuf tarihi alanında yaptığı çalışmalarla bilinen Prof. Dr. Mahmut Erol Kılıç da İskender Pala gibi düşünüyor. "Gel, gel ne olursan ol, yine gel" dizeleriyle başlayan şiirin içerik itibariyle Mevlana'nın felsefesine aykırı olmadığına dikkat çekiyor. Bu yüzden bu yanlışlık günümüze kadar gelmiş; "Mana olarak şiir Mevlana'ya aykırı değil. Mevlana'nın eserleri karşılaştırmalı metin olarak son 15-20 yılda basılmaya başladı. Böylece metinler arasında farklılıklar ortaya çıktı. Zaten Mesnevi'de böyle bir problem yok. Sadece Divan-ı Kebir'in nüshalarına bu gözle bakmak lazım."Kılıç'ın anlattığına göre bazı Divan-ı Kebir nüshalarında beyit sayısı 60 bini buluyormuş. Bazılarında ise bu rakam 15 binde kalmış. "Bu fark anlaşılabilir ve kabul edilebilir bir fark değildi" diyor Prof. Dr. Kılıç. İran'da hazırlanan son "karşılaştırmalı metin" çalışması tüm bu tartışmalara son vermiş; "İran'da basılan Divan-ı Kebir'in karşılaştırmalı nüshası çok titiz bir çalışmanın ürünüdür. Daha sonra içine katılan farklı şairlerin şiirlerinden temizlenmiştir. Artık elimizde temel alacağımız, temiz bir nüsha var. Sözünü ettiğiniz şiir de Mevlana'dan sonra hazırlanan bazı Divan-ı Kebir nüshalarında vardı. Ama kesin olarak bu şiir Mevlana'nın değildir. Şairi, yine çağının büyük mutasavvıflarından Ebu Said Ebu'l Hayr'dı."
( Ebu Said Ebu'l Hayr, Orta Asya'da yaşadı. Gazneli Mahmud, Selçuklu Sultanı Tuğrul Bey ve ünlü devlet adamı Nizamülmülk, Ebu Said ile çok iyi tanışıyorlardı. Ebu Said Ebu'l Hayr, Horasan'da Meyhene (Mihene) şehrinde 967 yılında doğdu, 1049 yılında öldü. )

Hayata dâir birkaç söz...

Ağlamak için gözden yaş mı akmalı?
Dudaklar gülerken insan ağlayamaz mı?
Sevmek için güzele mi bakmalı?
Çirkin bir tende,güzel bir ruh kalbi bağışlayamaz mı?
Hasret,özlenenden uzak kalmak mıdır?
Özlenen yanındayken hicran duyulamaz mı?
Hırsızlık;para,mal çalmak mıdır?
Saadet çalmak,müthiş hırsızlık olamaz mı?
Solması için gülü dalından mı koparmalı?
Pembe bir gonca iken gül dalında solmaz mı?
Öldürmek için silah,hançer mi olmalı?
Saçlar bağ,gözler silah,gülüş,kurşun olamaz mı?...

7 Haziran 2009 Pazar

11 AND.MUH. DAN SINAV SONUÇLARI

YASEMİN DEMİR:71
EBRU AKIN:57
BÜŞRA KAPAN:60
KAZIM TATLISES:71
AZİZE ÖZTÜRK:42
SAİM KOÇ:55
NURDAN GARİP:57
Ü.SELİM KOCA:51
OĞUZHAN ARSLAN:47
ÖZGE AVCI:57
ÖZLEM GÜNGÖR:51
SEMİH AKSOY:60
ONUR KARASU:71
ESRA ÖZTÜRK: 66
SEDA ÇOBAN:63
MERVE İNAN:62
Ö.RÜYA ÖZKAN:51
MELİKE GÜNEŞ:55
DİLEK YÜCEL:66
A.GAMZE SEVİM:56
AYŞE CAN:55
SEVDA YESİR:60
GÜL KOÇ:48
GAMZE YILMAZ:64
YASEMİN DEMİREL:51
EDA PEKTAŞ:39
GÜLİSTAN ANIK:70
ŞEHRİBAN ŞAHİN:45
EMİNE YAZGAN:56
SERAP ÇETİN:67
HANDAL GÖNÜL:85
BETÜL KILIÇ:62

11 AND.BİLİŞİM DAN SINAV SONUÇLARI

AYŞE YANĞIN:57
HANİFE ÇALIK:45
ZEYNEP BÖLÜK:65
FİLİZ KANGAL:60
NURAN ÇELİK:73
EBRU ÇETİNKAYA:60
MERVE BOZTEPE:65
ZEYNEP SABUNCU:59
A.KÜBRA ARMUT:51
NESRİN UNUTMAZ:42
EMRAH YAZICI:45
A.ŞAHİN KAHRAMANTÜRK:35
MERVE EVCİ:67
SEVGİ DEMİRHAN:74
NEJLA AVCIOĞLU:54
NURCAN CESUR:50
DİDEM ÖZBAY:56
TUĞÇE ELMAS:57
MELİS ÖZMEN:66
ŞULE DOĞAN:45
EBRU UZUNER:56
MELEK BALCI:56
GAMZE TAŞKIN:54
SERAP AKDOĞAN:48

11 BİLİŞİM DAN SINAV SONUÇLARI

ORHAN KILIÇÇEKEN:52
REYHAN SARI:56
ÖZLEM ÇET:56
AYŞEGÜL ÇAY:60
SAMET KAYMAK:52
CANAN GÜL:52
DİLAN PARLAK:48
CANAN MUTLU:80
RAMAZAN DEMİR:64
MÜŞERREF ŞAKAR:72
FATMA YAŞAR:45
HAKİME MUTLU:60
MELAHAT ÖZTÜTEN:64
SEMRA DOĞAN:68
MİNE AŞKIN:45
YILMAZ TOĞMEN:45
NEŞE EKMEKÇİ:60
A.EMRE YERLİKAYA:56
SEVDA KELEŞ:56
CANSU GÖKÇE:48
GÜLAY TUNCEL:60
DAMLA ÖZDEN:56
BUKET AKGÜL:48
YASEMİN KARAARSLAN:56
EMRE ÜNAL:56
GÜLŞEN YILMAZ:64
MURAT YORGUN:40
F.BÜNYAMİN TAŞBAŞI:56
FATMA ŞAHİN:64
GAMZE METİN:45
TUBA ÖZGÜL:64
AYŞE KOVALIK:36
GONCA YILMAZ:40
TOLGAHAN ELMAS:56
GİZEM AYDIN:56
YELİZ KARADAYI:48
MEHMET ŞENTÜRK:45
ELİF TURHAN:68
EBRU DEMİRHAN:56
SEZER KORKUT:52
BEDİHA TÜRKMEN:45
ELVAN KAPLAN:45
MERVE CENGİZ:56

11 MUH.A DAN SINAV SONUÇLARI

EMRE GÜNER:20
ESRA KUNCAK:24
S.NUR KARAGÜLLE:72
YAVUZ BEKTAŞ:36
HASAN ERGÜN:36
MÜŞERREF BULUT:40
PINAR İYİK:48
MURAT DALKILINÇ:32
HİLAL SİPAHİOĞLU:76
TUĞÇE AKTAŞ:76
DİLEK ÜSTÜN:64
SEVİLAY KAYMAKÇI:52
NESRİN UYGUN:52
Y.EREN OKUR:48
SEMİHA KÜÇÜKPOLAT:68
ŞAZİYE POYRAZ:60
NURCAN KESKİNOĞLU:80
EZGİ ÇETİN:64
RABİA EVİNÇ:24
EDANUR YILMAZ:68
GAMZE YILDIZ:60
GÖKHAN SOLMAZ:40
MEHMET YILDIRIM:68
TUĞBA ŞENGEL:48
FURKAN YILDIRIM:60
BÜŞRA ERSOY:36
BUSE AKYÜZ:60
KÜBRA ÇELENK:68
FERİDE ÇOBAN:40
FATMA SUCU:48
BURCU UZUN:56
GÖZDE BADIOĞLU:72
ÇİĞDEM YÜCEL:60
MERT GÜVEN:48
ERCAN TOYGUN:40
KAMİL DAĞCI:52
M.ŞİRİN YILMAZ:40
FUNDA YORTUMLUK:45
ARZU AYAR:52
NAZAN AKSU:48
KADİR ARSLAN:60
İBRAHİM AYAN:36
DUYGU EKİNCİ:72
DİLEK ERAT:20
ÖZNUR KARAKAŞ:80
ŞEYMA ŞAZ:60
DUYGU KUYUMCU:48
UFUK DURAK:36
A.GÜL KADI:56

11 MUH.B DAN SINAV SONUÇLARI

ÖMÜRCAN ÖZDEMİR:36
ALİ KALKAN:64
ESRA ÇAĞLAYAN:64
MELAHAT AKBAŞ:68
İSRAFİL YAĞIYANIK:48
CANAN AVCI:40
NURAY GÜN:36
NESRİN ARSLAN:45
AYNUR ÖZTÜRK:64
NİHAL SANCAK:36
DİLEK ULUTAŞ:64
ÖZGE ŞENGÜL:56
SEVGİ ÖZER:40
CAN AKÇAY:72
GÖKHAN DEMİR:32
BİNNAZ ŞENEL:60
SEMİH GÖKŞİN:48
FATMA ÇOBAN:36
BÜŞRA ERYILMAZ:28
ONUR ÇAKAR:24
SEVGİ AKBULAK:48
EMRE YAZGAN:56
ESRA YAZAR:52
SEMA KORKUTACAK:36
MUNİSE SAHA:68
RAHMİ ÖNER:45
M.ENES MUSLU:40
ÖZGE DOĞAN:40
AYSUN AYTEN:48
KADİR ÖZDEN:52
HAVVA ÖZHAN:36
İLKNUR UŞAR:64
NEJLA TEKİN:52
ÖZGE ÖZDİNÇER:32
ÖZGE DEMİRCİ:52
NEŞE ATMACA:48
FATMA KURT:56
ELİF GENÇ:60
ZEYNEP KARA:52
ALTAN ER:52
DUYGU ZAMBAK:80
TUĞÇE İNCE:36
MERVE YAMAN:45
ÖZGE TOPUZ:76
MESUT GÜNER:52
ARZU BAYRAK:45

11 MUH.C DAN SINAV SONUÇLARI

AHMET KAYA:28
DERYA YAMAN:56
EMRE ÖZBAY:45
MURAT KUŞTAŞI:40
PELİN AYDOĞAN:64
ÖMER USBURAK:32
MÜRVET ŞAHİN:68
ERDİ DURMUŞ:45
MERYEM ALKAN:48
ÜMRAN TAHTACI:40
MUSTAFA VERGÜL:48
TANSU KARAKAYA:56
SONGÜL ÖZDEMİR:32
YEŞİM GÜNDOĞDU:56
EMRAH YORGUN:36
AŞKIN ÇELİK:52
ŞEYMANUR YANMAZ:36
ERTAN ÇAYIR:40
KÜBRA AYDEMİR:45
BETÜL ÜNAL:52
TANER HIZARCI:56
BETÜL GÜNER:45
GÜNGÖR HIZARCI:40
CANSU İNCESU:60
ŞENOL DEMİRCİ:24
SELMA HATİP:48

9 A DAN SINAV SONUÇLARI

BETÜL KILIÇ:76
GÜLÜZAR TOKUŞLU:48
CANGÜL ERKUL:76
MERVE KILÇKAN:48
EMRE MAKAS:60
MESUT KAHRAMAN:72
BERNA ŞEN:48
EMİNE CEYLAN:68
TANER TERZİ:28
ZEYNEP SÖĞÜT:68
ELİF DURAN:45
TUĞBA UZUN:60
BAHAR KAYA:52
A.DOĞAN AĞGEZ:36
GÖKNUR ÇAKIRER:60
MELEK SALIN:52
PINAR KÖSE:48
S.BÜŞRA İZGİ:48
VOLKAN SÜMBÜL:36
YILDIRIM POLAT:40
ELİF AYYILDIZ:28
OSMAN BULUT:36
M.ALİ AYYILDIZ:36
GAMZE GÖKÇEN:45
MERVE AKIN:48
BEYTUNUR EKMEKÇİ:28
YASEMİN KARAKAYA:52
ŞENAY KARADUMAN:36
HASAN GENÇ:32
GÖKHAN ÇINAR:36
A.OĞUZHAN ERİM:40
M.ÇAĞRI KILIÇ:45
KÜBRA MUMCU:32
MERVE ÖZTÜRK:36
İDRİS ASLAN:40
FURKAN DEMİR:48
SİMGE KOŞTU:45
HAKAN TÜRK:40
A.CAN TAŞKIN:56

6 Haziran 2009 Cumartesi

9 B DAN SINAV SONUÇLARI

NECLA YILDIZ:68
ASLI DEMİR:60
OĞUZHAN BİLGİN:48
AYTEN KURT:48
BÜŞRA AKAN:32
VOLKAN İHTİYAR:45
AYŞE YILDIRIM:45
NİLÜFER ÇELİK:32
GÜRKAN BACAKCI:45
ŞAFAK SERYOL:24
EDA KARAHAN:40
DAMLA ÜNGÖRDÜ:56
FUAT OCAK:36
KENAN TURAL:36
SİNAN ÖZER:32
SEVİM ŞAHİN:72
ELİF ATLIHAN:20
SONGÜL GÜNEŞ:60
ÖZGÜR GÜNEŞ:56
DUYGU KULAÇ:48
GONCAGÜL PARLAK:32
BURAK FİLİZLİ:36
ZAFER DEMİR:48
ŞERİFE YAVUZ:32
GAMZENUR TOPÇU:45
ALİ TORAMAN:40
MURAT ARKIŞ:12
ŞEYMA KARACA:40
YUNUS KEPİÇOĞLU:40
EMRE ÇİFÇİ:45
AYŞE YILMAZ:36
SEVDA SEÇİL KILIÇ:48
SEMA ŞAHİN:36
TUBA AYAZ:45
ÜLKÜ CUMHURİYET:48
ERSAN ALUÇ:24
F.YILMAZ MENZİLCİ:45
ESMA KARAMAN:85
GÜLŞAH ÇINAR:45
AKIN ZAĞICI:28
HALİL KELEŞ:28
SERAP KILINÇ:68

9 C DAN SINAV SONUÇLARI

MERVE ERARSLAN:28
AYŞE KILIÇ:45
ERCAN BEKİROĞLU:32
SENEM ŞAHİNLER:45
RÜVEYDA ŞAHİN:48
MURAT ALACÜCÜK:40
ESRA TÜRKER:48
SÜMEYYE KARAMAN:45
SEDA OLGUN:40
SEDA ÖZCAN:68
SİNEMŞEN:48
GÖZDE MEYDAN:52
FİLİZ BAŞ:60
MERVE YILMAZ:45
ŞAHİME BAYLAN:52
SERAP DAŞTAN:45
ERSİN ÖZTÜRK:40
ŞEYMA KALE:40
HİDAYET AKSU:45
SİBEL SEVER:45
İ.MERVE ALSANCANK:40
FEYZUL SAHA:16
İSMAİL TURHAN:40
NİLAY DÜZDAŞ:48
OĞUZCAN ARSLAN:24
FURKAN ÜMSÜR:16
ASLI ÇAKMAK:20
HATİCE KIRLANGIÇ:45
UFUK KIRCI:24
CEYLAN AVCI:32
ERKAN KARAPUNAR:16
R.S.İSMAİLOVA:24
MERVE ÇAM:40
NESRİN POYRAZ:16
HAŞİM GÖKSU:45
MELEK ÇOLAK:52
FURKAN EMİR:40
ESRA SARISOY:48
GAMZE UYSAL:56
BURAK GÜROL:24
ÜMİT AKSOY:32
MELİH AYAR:36
ZEYNEP PAK:60
KÜBRA YİĞİT:24
YUSUF ATAY:36

9 D DAN SINAV SONUÇLARI

AYTEN DÜZDABAN:52
EBRU ERAYVAZ:20
RUKİYE BAŞ:36
ESRA BAYRAM:64
MELİKE GÖBEKLİ:48
EBRU ÇELİK:52
MESUT KARA:24
MELDA KAYA:40
ELİF ERGÜN:80
VOLKAN CELEP:20
ELİF İŞCAN:52
ABDÜLKERİM GÜROL:24
ADEM ATEŞ:48
UFUK KARAYAKALI:64
BÜŞRA YILMAZ:68
MERVE SOBACI:52
ELİF KALAYCI:52
SİBEL KILCİ:76
ELİF YAYLAK:52
YUSUF KARADAĞ:60
İLMİRA SAHA:60
ŞEYMA OFLU:60
FATİH KARADENİZ:45
İLKNUR ÇAKMAK:68
H.KASIM TOPKAYA:52
TÜLAY TOĞMEN:48
SEVGİ DİDİCİ:45
SELÇUK YILMAZ:45
ELÇİN YILDIRIM:28
H.BENHUR KILIÇ: 36
NURHAN COŞAR:48
MERT ÇETİNKAYA:36
KÜBRA GÜLECCİ:48
OKAN ÇETİN:36
SİNAN DİL:32
SEZER ÇELİK:45
A.TURAN MERT:20
AYŞENUR ASMALI:36
FARUK KÖLEOĞLU:24
MUHAMMED ÜNĞAN:36
BİRCAN ADALI:60
DİLARA ADIGÜZEL:32
MUHAMMET KALKAN:40
SEFA BAYRAM:28
ŞEYMA ERDOĞAN:48
KÜBRA BÖREKÇİ:32

9 E DAN SINAV SONUÇLARI

SERHAT AKGÜN:20
SİNEM AYDIN:56
ASLIHAN ÜNSAL:56
HASAN CEVAHİR:56
YASEMİN CEVAHİR:52
ESRA YONDEMİR:24
ERAYCAN KURTOĞLU:28
SALİH AYIZ:56
UĞUR YILMAZ:24
TUĞBA ŞAHİN:28
GÜLDEN KORKMAZ:48
KADİR KIZILKAYA:32
MUSA ACAR:16
EMRE DEREÇİÇEK:36
T.FATMA GÜZEL:32
MUHAMMET YÜKSEL:52
AHMET YÜKSEL:32
O.DAVUT ALİ ATEŞ:20
AYKUT ARAS:28
E.KEVSER AĞIRMAN:52
YUNUS AY:45
MERVE ATEŞ:72
MURAT YÜKSELEN:28
BİRCAN YILMAZ:40
EBRU ÖZKAYA:64
YAZGÜL SÖKMEN:36
METİN ATAY:45
OKAN ÜNAL:28
İSMAİL SAĞIR:20
AYSUN YILMAZ:60
GÜLŞAH AKYILDIZ:24
EDA MERMER:24
ABDULLAH YAĞAN:40
AYHAN DENİZLİ:32
TEVFİK KAVAK:45
Y.EMRE KESKİNOĞLU:24
BURAK ÜZER:52

9 F DAN SINAV SONUÇLARI

MERVE KARAGAY:20
FAHRETTİN CEYLAN:40
İBRAHİM AKGÜL:36
HİKMET YILDIRIM:32
A.TUĞÇE ŞAHİN:40
BURAK KAYA:32
ÖZGE DUR:32
EMRE ÖZSOY:24
OKAN GÖKÇEK:45
EBRU YAĞCI:32
MAKBULE KAYA:32
ALİ EROĞLU:28
FATİH AYDIN:52
MERVAN TEYMUR:52
EMEL GÜMÜŞOĞLU:20
UĞURCAN URAL:40
Y.EMRE ALBAYRAK:32
ALEV TAYAZ:28
İBRAHİM KIZIL:36
ONUR ŞABAN:32
MÜCAHİT DEMİR:40
FATİH TURGUT:45
BEYZA ERGÜL:20
BUKET DURAN:32
SEVİM DOĞAN:48
ABDULLAH KILINÇARSLAN:36

9 AND.B DAN SINAV SONUÇLARI

ELİF ÖZKAYA:56
RAŞİT TÖNGEL:56
SİNEM CİRİT:64
GAMZE ÇAKIR:56
ŞEYMA COŞKUN:56
ŞENGÜL CAN:60
BÜŞRA ÇAPA:60
YASEMİN TAYYAR:56
GÜLAYCAN TURAN:48
HAFİZE PEKKAN:92
HACER KARAŞIN:64
ONUR ARSLAN:60
SEMRA TAŞKIN:64
ZEYNEP AKBAŞ:72
UFUK DALKILINÇ:72
HALİL EREN:60
ŞEYDANUR KORKMAZ:56
HASRET KARTAL:52
AHMET YILDIRIM:64
BİRGÜL KURT:76
DEMET YILDIZ:72
CEM ÜTER:60
OLCAY ÖZDEMİR:72
FATMA ŞEN:96
SAMET ALBAYRAK:48
Ş.GÖRKEM KARATAŞ:60
BUKET SÜTCÜ:52
ELİF GÜNER:76
MERT ÇOŞAR:48
MERVE KAPI:48

9 AND.A DAN SINAV SONUÇLARI

BÜŞRA ŞEHİRCİ: 48
MURAT KIRLAK :45
YILMAZ DEMİRÇİVİ:76
DUYGU EŞEN:48
AYŞENUR ERDÖL:40
HARUN AKSAN:68
AYŞE DURAN:68
ENİZ ÖZALP:36
HAVA BAŞTAN:80
AYŞE YILDIZ:48
ESRA SAPMAZ:52
A.ÖMÜRCAN ÖZDEMİR:56
HATİCE YILDIRIM:36
CAN İLHAN:56
PINAR ÇAYAN:56
ÖZGE ÖZER:64
MERAL KARA:40
ELİF KARATAŞ:52
BURCU ŞAGAR:32
BERKAY YAZAR:60
ŞABAN GÜLMÜŞ:36
TUĞBA TUNCER:45
HAZAL KESKİN:52
RABİA EMUCE:52
MERVE ÇELİK:56
MERVE DUMAN:40
ZEKİYE ÜSTÜNSOY:72
BETÜL TİRYAKİ:68
GAMZE AKÇASU:60
GİZEM SAK:76

30 Mayıs 2009 Cumartesi

11 DAN AND. B GRUBU CEVAP ANAHTARI

S.1- Aylık güncelliği olan bir dergide yayımlanıyor yazılarım. Orta uzunluktaki bu yazılarda, bahsettiğim konuyla ilgili görüş ve düşüncelerimi ayrıntılara inmeden ortaya koyuyorum. Amacım okurlarımı bunaltmadan anlaşılmak olduğu için de konuşma dilinin sıcaklığı ve samimiyetinden faydalanmaya gayret ediyorum.

Böyle konuşan bir sanatçının yazılarının türü aşağıdakilerden hangisiyle isimlendirilebilir?

A) Anı
B) Makale
C) Söyleşi
D) Eleştiri
E) Röportaj

S.2- Gazetelerin ya da dergilerin belli sütunlarında gündelik konuları bir görüş ve düşünceye bağlayarak yorumlayan yazılardır. Bu türde, yazar ele aldığı konuyu kanıtlamak zorunda değildir; okuyucu da yazarın görüşlerine inanıp inanmamakta serbesttir.

Yukarıdaki parçada bahsedilen edebi tür aşağıdakilerden hangisidir?

A) Deneme B) Fıkra
C) Makale D) Eleştiri
E) Röportaj

S.3- Orhan Pamuk’un Cevdet Bey ve Oğulları ile Sessiz Ev’den sonra yayımlanan üçüncü romanı Beyaz Kale’deki olaylar 17.yy’da, IV. Mehmet zamanında geçiyor.Okumaktan ve düşlemekten hoşlanan romancımız,kendine özgü gerçekliği olan bunun için de bize inandırıcı gelen bir roman dünyası kuruyor;yarattığı roman kişileri,bu dünyanın gerçekliği ve tutarlılığı içinde gerçeklik ve tutarlılık kazanıyorlar.Beyaz Kale’nin kişileri Sessiz Ev’in kişileri gibi ruhsal derinliği olan kişiler değil ama.
Paragrafta sözü edilen yazının türü aşağıdakilerden hangisidir?

A) Söyleşi B) Deneme
C) Fıkra D) Eleştiri
E) Makale

S.4-
I.Fıkra makaleye göre daha kısa bir yazı türüdür.
II.Fıkrada bir görüşü kanıtlama amacı yoktur;makalede vardır.
III.Fıkranın anlatımında öznellik;makalenin anlatımında nesnellik göze çarpar.
IV.Fıkrada da makalede olduğu gibi bir konuda uzman olmak önemlidir.
V.Fıkrada yer yer esprili bir üslup kullanılabilir;ancak makalede
Bu söz konusu değildir.
Yukarıdaki numaralı cümlelerin hangisinde bilgi yanlışı vardır?
A ) I B) II
C ) III D) IV
E) V

S.5- Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır?

A) Bu, kendi resimleri için açtığı ilk kişisel sergisi olacağı için çok heyecanlıydı.
B) Buluştukları zaman sanattan edebiyattan konuşuyor;kimi zaman sanatçıları eleştiriyorlardı.
C) Ortada karamsar olmayı gerektirecek bir durum yoktu.
D) Bu kitapları okumak çocuğun ufkunu genişletiyor ona farklı dünyaların kapılarını açıyordu.
E) Çok yorgun olduğu için o akşam erken yatmak istedi.

S.6- “Yaz tatili başlamadan önce, okulun son günü, bağırarak, çığlıklar atarak yüksek tepelere tırmanır, kır çiçekleri toplamak için yarışırdık.”

Yukarıdaki cümlelerde kaç zarf-fiil vardır?

A)2 B)3
C)4 D)5
E)6

S.7- Aşağıdakilerin hangisinde tamlayanı düşmüş bir ad tamlaması kullanılmıştır?

A) Öteki çocuklar da çok korkmuşlardı.
B) Bu kez benimle uzun uzun konuşmuştu.
C) O, düşüncelerinizi nasıl açıklayacağını bilemiyordu.
D) Böyle yararlı bir girişimi niçin yarıda bıraktınız?
E) İlan verme süresini de mi geçirmiş.

S.8- Çok yönlü,çok boyutlu bir türdür.Hem öğretici hem de yaşatıcı bir yazı türü olarak kabul edilebilir.Bir doğruyu,bir gerçeği araştırma,inceleme,gezip görme yoluyla somutlaştırma yapılır.Gerektikçe fotoğrafların tanıklığına da başvurulur.Tek bir konuda tek bir yazı olabildiği gibi aynı konuda bir dizi yazı da olabilir.Gözlem gücünü gerektiren bir yazı türüdür.

Paragrafta sözü edilen yazının türü aşağıdakilerden hangisidir?

A) Fıkra B) Eleştiri
C) Makale D) Deneme
E) Röportaj

S.9- Aşağıdaki bilgilerden hangisi yanlıştır?

A) Haber yazıları taraf ve yorum belirten yazılardır.
B) Haber yazıları geniş halk kitlelerini ilgilendirmelidir.
C) Haber ilginç,güncel ve önemli olmalıdır.
D) Haber kaynağını yaşamdan alır.
E) Kaynaklarına göre haberler üçe ayrılır.

S.10-
I. Kesinlik ve bilimsellik önemli öğelerdir.
II. Gazeteciliğin önemli bir dalıdır.
III. Yazar, doğruluğuna inandığı fikirleri, görüşleri okuyucuya kabul ettirme çabasındadır.
IV. Tarih, coğrafya, toplumbilim, hukuk ve folklor için yardımcı kaynak niteliğindedir.
V. Belgelere, kanıtlara dayanan bir yazı türü değildir.

Yukarıdakilerden hangisi denemenin özelliklerinden biridir?

A) I B) II
C) III D) IV
E)V

S.11- Aşağıdaki ifadelerden hangisi söylev türünün tanım ve özellikleriyle ilgili değildir?

A) Güzel söz söyleme sanatıdır.
B) Kitleyi etkileme ve bir fikir etrafında yönlendirme amacı taşır.
C) Cümleler kısa ama söz sanatlarıyla yüklü edebi, sanatkârane ağır bir dille örülmüştür.
D) Topluluğa bilgi ve mesaj aktarma amacı vardır.
E) Söylev,önceden hazırlanan hazırlıklı konuşmalardır.

S.12-“ Sen bana baktın, ben sana, şimdi beraber beş çocuğa bakıyoruz. “

Yukarıdaki cümledeki anlatım bozukluğunun benzeri aşağıdaki hangi cümlede yapılmıştır?

A. Yolu iki saatte yaya yürüyerek gittik.
B. Senin ve benim düşüncelerim ilgi görmedi.
C. Fazla otobüste beklemekten sıkıldım.
D. Meyveleri tabağa koyarak misafirlere ikram edildi.
E. Kardeşim ön koltuğa, bense arka koltuğa oturdum.

S.13-“Bir Fransız romancı der ki: “Yirmi bin sene sonra okunmayacağımı bilseydim, kalemi elime almazdım.”

Yukarıdaki cümlede sanatçının vurgulamak istediği nedir?

A) Romancılığının çağdaşlarından üstün olduğu
B) Çağının insanlarınca anlaşılamayacağı
C) Bütün sanatçıların er geç unutulacağı
D) Gerçek sanatçılardaki sonsuza kalma isteği
E) Romanlarının gelecek kuşaklar tarafından anlaşılacağı

S.14 Edebiyatımızdaki ilk eleştiri yazısı ve yazarı aşağıdaki seçeneklerden hangisinde doğru olarak verilmiştir?

A) Namık Kemal-Tahrib-i Harabat
B) Ahmet Haşim-Göl Saatleri
C) Muallim Naci-Tenkitler
D) Ziya Paşa-Demdeme
E) Şinasi- Tercüman-ı Ahval

S.15- “Kendini eleştiren, özeleştiri yapan insan hatalarını kısa zamanda en aza indirir.”

Bu cümledeki anlatım bozukluğunun nedeni nedir ?

A) Ek yanlışlığı
B) Aynı anlama gelen sözcüklerin kullanımı
C) Zarfın yerinde kullanılmaması
D) Sözcüklerin yanlış anlamda kullanılması
E) Yardımcı eylem fazlalığı

S.16 “Aksiyon” dergisinde yayınlanan bu yazının, bir uzman kalemin ürünü olduğu, yazıda kullanılan ifadelerden de anlaşılıyor. Ayrıca yazar ele aldığı problemi doğuran faktörler ve bunların çözümünü sağlayacak önlemler üzerinde dururken, söylediklerini somut verilere oturtarak ispatlama yoluna gidiyor. Rakamlara, hesaplamalara bağlıyor örneklerini. Böylece yazısına objektif bir ağırbaşlılık, saygınlık kazandırıyor.

Paragrafta sözü edilen yazının türü aşağıdakilerden hangisidir?

A) Söyleşi B) Deneme
C) Fıkra D) Makale
E) Eleştiri

S.17 “Kurmak “sözcüğü, aşağıdakilerin hangisinde “aklına koymak”anlamında kullanılmıştır?

A) Basit bir sorunu kurdukça kurdu,sonunda hepimize küstü.
B) Oyunun başlamasından üç saat once sahneyi kurmalıyız.
C) O,İstanbul’a gitmeyi bir defa kurmuş,artık buralarda durmaz.
D) Çadırımızı,denizi gören yüksek ve ağaçlarla kaplı bir tepeye kurduk.
E) Oğlanı annesi kuruyor;yoksa o,bu kadar geçimsiz biri değil.

S.18 Türk Edebiyatında Söylev türünün ilk yazılı örneği olarak aşağıdakilerden hangisini gösterebiliriz?

A) Nutuk B) Gençliğe Hitabe
C) Islahat Fermanı D) Kutadgu Bilig
E) Göktürk Abideleri

S.19- Batılı anlamda deneme Türk edebiyatında hangi dönemde başlamıştır?

A) 17. Yüzyılda
B) Tanzimat döneminde
C) II. Meşrutiyet döneminde
D) Cumhuriyet dönemi
E) 1970 yılından sonra

S.20- Aşağıdakilerden hangisi makalenin özelliklerinden değildir?

A) Düşünsel plânla yazılmasa da olur.
B) Yazar anlattıklarını bir mantık çerçevesine oturtabilmelidir.
C) Yazar anlattıklarının doğruluğuna güvenmelidir.
D) Her anlatılan önceki anlattıklarıyla çelişmemelidir.
E) Karşılaştırmadan yararlanılmalıdır.

S.21- Aşağıdaki sanatçılardan hangisi deneme türünde eser sahibi değildir?

A) Nurullah Ataç
B) A. Hamdi Tanpınar
C) Suut Kemal Yetkin
D) Halikarnas Balıkçısı
E) Falih Rıfkı Atay

S.22- Bir antoloji, tıpkı bir şiir kitabı gibi kendi içinde bütünsel­liği olan organik bir yapıdır. Bütün şiirler arasında sanki bir kan bağı vardır. Çünkü tek tek her birine onları kitaplardan, dergilerden çıkarıp oraya yerleştiren seçicinin alın teri, emeği, sevgisi de sinmiştir. Ya da öyle olmalıdır. Bu anlamda bir şiir antolojisi, onu oluşturan kişinin kişi­liğinin de aynası gibidir.

Bu parçada antolojiyle ilgili asıl söylenmek istenen, aşağıdakilerden hangisidir?

A) Yazarlarının beğenileri doğrultusunda hazırlanır.
B) Alınan şiirler arasında çeşitli benzerlikler vardır.
C) Kişisel bir beğeninin ürünü olduğu için aynı özelliklere sahip şiirlerden oluşur.
D) Sanat eserlerinin kalıcılığı konusunda bir güvencedir.
E) Hazırlanması yoğun bir bilgi ve çaba gerektirir.

S.23- Bir eser veya yazarın beğenilen ya da kusurlu olan taraflarını ortaya koyan yazı türüne ne denir?

A) Fıkra B) Eleştiri
C) Röportaj D) Makale
E) Söyleşi

S.24- “Adam olmak”erkeğe özgü bir erdem ve ayrıcalık anlamı içerdiğinden kadınların adam olamayacakları varsayımını da kurallaştırır.Bu yüzden eksiktir.Çağımızda “adam olmak” amacı eskimiş görünüyor;bu deyimin yanılgısını aşmak,ancak “insan olmak”la gerçekleşebilir.Ne demek insanlaşmak? Para,pul,saray, konak,yalı,iktidar,zenginlik,adamın adamlığı için yetmez.İnsan bunlarla hem vezir hem rezil olur;adamlaşamaz.

Yukarıda verilen parça hangi edebi türün örneğidir?

A) Fıkra B) Deneme
C) Makale D) Sohbet
E) Eleştiri

S.25- Aşağıdakilerden hangisi görüşme (mülâkat) tanım ve özellikleriyle ilgili değildir?

A) Kendi alanlarında sivrilmiş kişilerle konuşulur.
B) Sesli ve görüntülü olarak yayımlanabilir.
C) Kişi, anlatılanlara yorum ekleyebilir.
D) Gazete ve dergilerde yayımlanır.
E) Görüşme yapılacak kişi hakkında önceden bilgi toplanır.

26. Toprak olmak, nice insanların korkuyla; hatta dehşetle düşündükleri gibi, mutlaka korkunç ve karanlık bir son mudur? Anadolu'da bunun aksine düşünen nice insan bilirim: Yunus, toprak olmak aşkıyla bir ömür yanmıştır; Mevlâna ölümü düğün gecesine benzetmiştir. Ve daha adını sayamadığım niceleri...

Bu paragrafta aşağıdaki anlatım tekniklerinin han­gileri söz konusudur?

A) Benzetme-Tanık Gösterme
B) Açıklama-Örneklendirme
C) Örneklendirme-Tartışma
D) Tartışma-Aç ıklama
E) Tanık gösterme-Örneklendirme

27. O gece uyuyamadı. Kitap okudu, sayı saydı, yıldız saydı. Gündüz yok yere kırdığı arkadaşının bakışları gitmiyordu gözlerinin önünden. Bir ara kalkıp onu uyandırmayı ve ondan özür dilemeyi geçirdi aklından; başaramadı. O şimdi unutmuştur bile, diye düşündü. Ama sonra ya o da bu kırıcı sözlerin acısıyla kıvranıyorsa...

Bu parçada aşağıdaki anlatım biçimlerinden hangisi kullanılmıştır?

A) Açıklama B) Öyküleme
C) Tartışma D) Örneklendirme
E) Betimleme

28. Akşamın mora çalan lacivert tülleri açık dükkân kapısı önünde kayısı kokan rüzgârlara kapılıp dalgalanmaya durdu. Orada, tezgâhın üzerinde yarısı yenmiş bir ar­mut vardı. Bir kutu nakış ipliği raflardan yuvarlanmış, zemine altı yeşilli yayılmıştı.

Bu paragrafta hangi anlatım tekniği kullanılmıştır?

A) Karşılaştırma B) Örneklendirme
C) Açıklama D) Betimleme
E) Tanımlama

29. İnsanın en önemli buluşu yazıdır. Çünkü söz geçici, yazı kalıcıdır. İnsanlar yazı sayesinde dün ile bugün arsında köprü kurar; her türlü gelişmeleri, duyguları ve düşünceleri yazıyla ölümsüzleştirir. Bizler de bu yazılı metinleri okuyarak, olaylardan, deneyimlerden, gelişmelerden düşüncelerden bilgileniriz. Böylece okuma yoluyla zihnimiz gelişir, kendimizi, ulusumuzu ve bütün dünyayı tanırız.

Yukarıdaki parçanın anlatımında aşağıdaki aşağıdakilerden hangilerine başvurulmuştur?

A) Açıklama – Tanımlama
B) Tanımlama – Karşılaştırma
C) Öyküleme – Betimleme
D) Açıklama – Karşılaştırma
E) Tanımlama – Tartışma

30. Aşağıdakilerden hangisinde altı çizili sözcük gerçek (temel) anlamda kullanılmamıştır?

A) Üç yıldır, özel bir üniversitede Türk Dili dersini okutuyor.
B) Yerdeki cam parçaları topuğunun kanamasına sebep oldu.
C)Etrafımı çevreleyen her şey bana onu hatırlatmaya yetiyor.
D) İdarenin verdiği cezaya üç gün içinde itiraz etme hakkı var.
E) Veteriner, kanatlarını iyileştirdiği güvercini gökyüzüne saldı.

31. Bir yudum (I) içmek için suya eğildi.Türk edebiyatında özel (II) bir yeri vardır O.Pamuk”un.Eski(III) bir binanın restore edilmesi için çalışılacaktı.Sürü (IV) nasıl olmuşsa dağılmış, ana yola çıkmıştı.Olayı anlatacak bir tanık (V) bile bulunamamıştı.

Yukarıda numaralanmış sözcüklerden hangisi basittir?

A) I B) II
C) III D) IV
E) V

32. "Bu konuyu sizinle uzun uzadıya tekrar görüşmeli, çözüm yolları aramalıyız."

cümlesindeki anlatım bozukluğunun nedeni, aşağıdakilerden hangisidir?

A) Özne eksikliği
B) Nesne eksikliği
C) Dolaylı tümleç eksikliği
D) Çelişkili sözcüklere yer verilmesi
E) Özne-yüklem uyuşmazlığı

11 DAN AND. A GRUBU CEVAP ANAHTARI

1. Aşağıdakilerden hangisi deneme türünün özelliklerinden değildir?

A) İçerikte sınırlamaya gidilmez.
B) Konu yazarın istediği şekilde anlatılabilir.
C) Yazar fikirlerinde ısrarlı ve iddialı değildir.
D) Özgünlük ve subjektiflik vardır.
E) Denemeci konuyu seçerken öncelikle aydın kesiminin isteklerine cevap verir.

2. Türk tarihinde Nutkun ilk yazılı örneği olarak aşağıdakilerden hangisini gösterebiliriz?

A) Nutuk B ) Orhun Abideleri
C)Tanzimat Fermanı D) Kutadgu Bilig
E) Gençliğe Hitabe

3. Gece, yeryüzü varıp uykuya
Issızlıkta ay inince suya
Benzedin odamda bir sabaha

Yukarıdaki dizelerde kaç tane fiilimsi vardır?

A)1 B)2 C)3 D)4 E)5

4. I. Okurları bilgilendirmeyi ve ona bazı gerçekleri öğretmeyi amaçlar.
II. Uzman kişilerce yazılır.
III.Yazının merkezi doğrudan doğruya yazarın kendisidir.
IV. Kesin sonuçlara varmaz.
V. Güncel konularda veya güncellikle ilgisi olmayan bilimsel konularda yazılabilir.

Yukarıdaki verilen özelliklerden hangisi veya hangileri “makalenin” özelliklerinden değildir?

A) Yalnız III B) I-II-IV
C) IV-V D) III-IV
E) I-II-V

5. Aşağıdakilerden hangisi görüşme (mülâkat) tanım ve özellikleriyle ilgili değildir?

A) Toplum içinde kendi alanlarında sivrilmiş kişilerle konuşulur.
B)Radyo ve televizyonlarda sesli ve görüntülü olarak yayımlanır.
C) Kişi, anlatılanlara kendi düşüncesini yansıtabilir.
D) Gazete ve dergilerde yazılı olarak yayımlanır.
E) Görüşme yapılacak kişi hakkında önceden bilgi toplanır.

6. “Analiz” dergisinde yayınlanan bu yazının, bir uzman kalemin ürünü olduğu, yazıda kullanılan ifadelerden de anlaşılıyor. Ayrıca yazar ele aldığı problemi doğuran faktörler ve bunların çözümünü sağlayacak önlemler üzerinde dururken, söylediklerini somut verilere oturtarak ispatlama yoluna gidiyor. Rakamlara, hesaplamalara bağlıyor örneklerini. Böylece yazısına objektif bir ağırbaşlılık, saygınlık kazandırıyor.

Paragrafta sözü edilen yazının türü aşağıdakilerden hangisidir?

A) Makale B) Deneme
C) Fıkra D) Söyleşi
E) Eleştiri

7. Makale türünün bizde ilk örneğini kim, hangi eserle vermiştir?

A) Suut Kemal Yetkin- Edebiyat Üzerine
B) Ahmet Hamdi Tanpınar-Beş Şehir
C) Ahmet Haşim- Bize Göre
D) Şinasi- Mukaddime
E) F. Rıfkı Atay – Zeytindağı

8. Aşağıdakilerden hangisi sohbetin özelliklerinden değildir?

A) Güncel konular üzerinde yazılır.
B) Yazılanları kanıtlamak için örnek verildiğinden bilimsel bir niteliğe sahiptir.
C) Örnekleyici, açıklayıcı anlatım biçimleri kullanılır.
D) Açık, akıcı konuşma diline yakın bir dil kullanılır.
E) Deyimlerden, atasözlerinden, hatıralardan, özlü sözlerden sıkça yararlanılır.

9. Günlük olaylarla ilgili kişisel görüşleri yansıtan kısa, gazete yazılarıdır. Konuşma diliyle ve nükteli yazılan bu türde olaylar ve düşünceler açık bir dille anlatılır. Ayrıca yazarın düşüncelerini ispatlama zorunluluğu yoktur.

Yukarıdaki özellikler aşağıdaki edebi türlerden hangisine aittir?

A) Günlük B) Sohbet
C) Söylev D) Fıkra
E) Röportaj

10. Üvercinka,usta işi bir kitaptır.İlk kitaplardan beklenen hiçbir acemiliği taşımaz.Şairin 1953-1957 yılları arasında yazdığı şiirlerden seçtiği 29 şiirden oluşur.İnsan bedenini yok saymayan bir aşktır Üvercinka’nın ana izleği.Bu izleği çağdaş Türk şiirine sokarken şiirini ince bir alayla örer.Cemal Süreyya,kitapta somutun soyutlanması anlayışıyla değil,somut olanın soyut olarak yansıtılması anlayışını kurar.İkinci Yeni’yi yermek amacıyla şiirini örnekleyerek kendisini didikleyenlerden ayrıldığı yer,şiirin nasıl ifade edileceğidir.

Bu parça aşağıdaki yazı türlerinin hangisinden alınmış olabilir?

A) Söyleşi B) Deneme
C) Eleştiri D) Makale
E) Fıkra

11. Fıkra ile makalenin karşılaştırılmasıyla ilgili aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır?

A) Yazar ikisinde de kendi düşüncelerini açıklar.
B) Fıkrada konu, makaleye göre çok yüzeysel kalır.
C) Fıkranın anlatımı, makaleninkinden daha yalındır.
D) İkisi de gazete ve dergi yazısıdır.
E) İkisinde de savunulan görüşü ispatlama zorunluluğu vardır.

12. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır?

A) Genellikle kitap okuyarak vaktimi geçiriyorum.
B) Arkadaşlarımızın sorununa sahip çıkarak desteklemeliyiz.
C) Bu yıl, tatilimi İstanbul’da geçirmek istiyorum.
D) Orada, eski arkadaşlarımla görüşeceğim.
E) Onunla geçen yıl burada karşılaşmıştık.

13. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde tamlayanı düşmüş bir isim tamlaması vardır?

A)Önce kendi işini bitirir, bana sonra yardım edersin.
B) Onların yeni aldıkları evi gördün mü?
C) Sen her zaman buraları çok sevdiğini söylem ez miydin?
D) Bu cüzdanı kardeşi yolda bulmuş.
E) Söylendiğine göre bu yıl Ankara'da su sıkıntısı olmayacakmış.

14. Bir gerçeğin araştırma, inceleme, gezip görme ve soruşturma yoluyla yansıtıldığı yazılardır. Öğretici bir niteliği bulunan bu tür yazılarda açık ve anlaşılır bir dil kullanılır. Bu türde kalem oynatmak isteyen kişi, gerektiği durumlarda konuyla ilgili resim, fotoğraf ve grafiklerin ispatlayıcı özel­liklerinden yararlanmalıdır.

Bu parçada sözü edilen düz yazı türü, aşağıdakilerden hangisidir?

A) Röportaj B) Makale
C) Fıkra D) Deneme
E) Sohbet

15. Aşağıdaki bilgilerden hangisi yanlıştır?

A) Haber plânı tersine dönmüş pramit diye bilinir.
B) Haber ilginç ve önemli olmalıdır.
C) Hiç bir yayın organı habersiz düşünülemez.
D) Haber kaynağını yaşamdan alır.
E) Kaynaklarına göre haberler dörde ayrılır.

16. Son yıllarda edebiyat dünyamızda bir durağanlaşma gözlenmektedir. Bunda sanatçıların kendilerini yenileyememelerinin yanı sıra edebiyata gösterilen ilginin yetersizliği de etkilidir. Bir diğer sebep de edebiyatçıların bazı sanat dışı çevrelerin etkisi altında kalmaları ve bunun sonucunda edebiyat dergilerini de birer kulüp dergiciliğine çevirmeleridir. Bu durum edebiyat dünyasında ciddi bir boşluğun doğmasına yol açmıştır. Elinizdeki dergi bu boşluğu doldurmak amacıyla yayıma başladı.

Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?

A) Edebiyat çevrelerinde yaşanan olumsuzluklara
B) Edebiyat dergilerinin diğer dergi türlerinden farklarına
C) Sanat dışı çevrelerin, sanat üzerinde etkileri olduğuna
D) Edebiyat çevrelerindeki durağanlaşmanın nedenlerine
E) Bir derginin hangi amaçla yayımlandığına

17. “ Kendimizde hiç kusur olmasaydı, başkalarının kusurlarını görmekten böylesine zevk alır mıydık?”

Yukarıdaki cümlede anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A) İnsanlar, hatalarını düzelterek mükemmele ulaşmaya çalışırlar.
B) Hiç kimse kusurlu olmasaydı,mükemmelliğin değeri anlaşılamazdı.
C) Hatalarını düzeltmeyi her insan başaramayabilir.
D) Başkalarının kusurlarını görürken,kendimizi ihmal etmemeliyiz.
E) Kendi hatasını başkasında gören, psikolojik bir rahatlık hisseder.

18. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde anlatım bozukluğu vardır?

A) İnsanların kendi haklarını savunabilmeleri için bilinçlenmeleri gerekir.
B) Herkes yasa ve kanun önünde eşittir, der yasanın bir maddesi.
C) Bir ülkenin sınırları içinde yaşayan herkes o ülkenin vatandaşı sayılır.
D) Vatandaşın kendi sorumluluğunu bilmesi gerekmez mi?
E) Bu yasalar, toplumun tümü göz önünde tutularak hazırlanıyor.

19. “Bakmak” sözcüğü aşağıdaki cümlelerden hangisinde “anlamak, farkına varmak” anlamında kullanılmıştır?

A) Kadınlar iş dönüşü çocuk bakıyor, yemek hazırlıyorlar.
B) Baktım ki laf anlayacağı yok, konuşmaktan vazgeçtim.
C) Onun söylediğine bakma, kendi bildiğini yap.
D) Bak,bak neler olmuş da haberimiz yok!
E ) Yemeğin tadına bir de siz bakar mısınız?

20. Özgür kişi, köle olmayan, tutsak olmayan kişidir. Kimsenin kölesi, kimsenin tutsağı değildir. Kendi kendisinin, duygularının, tutkularının, çıkarının da kölesi, tutsağı değildir. “Böyle işime geldiğinden böyle düşünüyorum, böyle söylüyorum.” diyen kimseyi gerçekten özgür sayabilir miyiz? Özgür kişinin düşünceleriyle duyguları, tutkuları, çıkarı arasında ille bir çarpışma, bir karşıtlık olması gerektir, demiyorum; uzlaştıkları zorla değil, kendileriyle uzlaştıkları da olur.

Yukarıda verilen parça hangi edebi türün örneğidir?

A) Fıkra B) Makale
C) Deneme D) Sohbet
E) Eleştiri

21. Aşağıdakilerden hangisi deneme türünde bir eser değildir?

A) Günlerin Getirdiği B) Yarına İnanmak
C) Beş Şehir D) Dostluk Derken
E) Gurabahâne-i Laklakan

22. Bir eser veya yazarın beğenilen ya da kusurlu olan taraflarını ortaya koyan yazı türüne ne denir?

A) Fıkra B) Söyleşi
C) Eleştiri D) Röportaj
E) Makale

S.23- “ İkna edemiyorsan kafalarını karıştır, çalışmaz olsun.”

Yukarıdaki cümledeki anlatım bozukluğunun benzeri aşağıdaki hangi cümlede yapılmıştır?

a- Pasta ve meyve suyu ikram edilecek.
b- Damlaya damlaya deniz olur.
c- Kapının önünde tamı tamına üç beş nöbetçi vardı.
d- Önceki gün sokakta kimse kalmamıştı, eve kapanmıştı.
e- Küçük kızın saçları hayli büyümüş.

24. Batılı anlamda makale Türk edebiyatında hangi dönemde başlamıştır?

A) 17. Yüzyılda
B) Tanzimat döneminde
C) II. Meşrutiyet döneminde
D) Cumhuriyet döneminde
E) 1970 yılından sonra

25. Aşağıdaki ifadelerden hangisi söylev türünün tanım ve özellikleriyle ilgili değildir?

A) Güzel söz söyleme sanatıdır.
B) Kitleyi etkileme amacı taşır
C) İki kişinin karşılıklı söyleşisidir.
D) Topluluğa bilgi ve mesaj aktarma amacı vardır.
E) Söyleve aynı zamanda nutuk ve hitabet de denir.

26. Yaşadığımız bir 'gün' ne ise, bir gazete yazısı da odur aslında. İkisinin de kaderi aynıdır. Gün doğumu ile gün batımı arasında süren bir ömür... Rengi soluyor ikisinin de, gün sarısına boyanıyor. Üstünde yaşanmışlık işaretleri, sayısız öykülerle dünler arasına katılıyor eskittiğimiz her 'gün'... Bir güne özgü yazılar da öyle; o günün fotoğrafı, o günün 'oğlu' olarak doğup onunla gömülüyor mazinin sarı bahçesine.

Bu parçada aşağıdaki düşünceyi geliştirme yollarından hangisi daha belirgindir?

A) Açıklama B) Tanımlama
C) Karşılaştırma D) Tartışma
E) Örneklendirme

27. Boyacı çocuk, Coşkun'un ayakkabılarını Doyuyordu. Coşkun, son aldığı arabasını seyrediyordu. Özgül, Coşkun'un önünden de geçti. Coşkun bakışlarını elinde olmayarak, ona yöneltti. Ama ona bakan kimdi?

Bu paragrafta aşağıdaki anlatım biçimlerinden hangisi kullanılmıştır?

A) Öyküleme B) Betimleme
C) Tanık Gösterme D) Açıklama
E) Karşılaştırma

28. Yüzlerce şiir tanımı vardır. Belki binlerce daha yapılacak. Bu, şiirin güzelliğini, estetiğini, enginliğini gösterir; şiir, öyle bir çırpıda kalıba dökülecek bir kavram değil­dir. Nitekim Ahmet Haşim: "Şiiri tarif etmek, bülbülü üç dirhem eti için öldürmektir." der. Ne kadar şiir, şair; o kadar tanım...

Bu paragrafın anlatımında hangi anlatım tekniği ağır basmaktadır?

A) Açıklama B) Tanık gösterme
C) Örneklendirme D) Karşılaştırma
E) Tartışma

29. Mini mini kasabanın balkonlu, kuleli, gazinoyu andıran bir konağı vardı. Ama yenileme yapılmamıştı. Sıvanamayan kerpiç duvarlar yer yer açılmış, kumrulara yuva olmuştu. Üst kat penceresiz, sıvasızdı. Kenarda battal bir kireç ocağı biraz ötesinde amelenin çalıştığı zamandan kalma bir sundurma öyle duruyordu. Etrafında ise köpeklerin uğultusu yankılanıyordu.

Yukarıdaki parçanın anlatımı için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Öyküleyici anlatım kullanılmıştır.
B) Betimlemeye başvurulmuştur.
C) Gözlem yoluyla ayrıntılar aktarılmıştır.
D) Benzetme yapılmıştır.
E) İşitme duyusundan yararlanılmıştır.

30. Aşağıdaki altı çizili sözcüklerden hangisi soyut değildir?

A) En başta umudu olmayan adam şiir yazamaz.
B) Edebiyat öncelikle büyük bir özveri gerektirir.
C) İnce bir ruh kadar bilgi de lazımdır yazar için.
D) Müzisyen için ses neyse ressam için de ışık odur.
E) Son yıllarda beni en çok korkutan film buydu.

31. Güneşin ışıkları (I) kavruk (II) tenimizi sızlatıyor (III), ılık (IV) rüzgârsa okşuyordu (V).

Yukarıdaki cümlede numaralanmış sözcüklerden hangisinin kökü ötekilerden farklıdır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

32."Belediye tarafından inşa edilmekte olan dokuz katlı mağazanın inşaatı ekim ayında bitecek ve faaliyete geçecektir."

Bu cümledeki anlatım bozukluğunun nedeni, aşağıdakilerden hangisidir?

A) Nesne eksikliği
B) Gereksiz sözcük kullanılması
C) Yüklem eksikliği
D) Yükleme ek eylemin getirilmesi
E) Özne eksikliği

11 DAN A GRUBU CEVAP ANAHTARI

1. Aşağıdakilerden hangisi deneme türünün özelliklerinden değildir?

A) İçerikte sınırlamaya gidilmez.
B) Konu yazarın istediği şekilde anlatılabilir.
C) Yazar fikirlerinde ısrarlı ve iddialı değildir.
D) Özgünlük ve subjektiflik vardır.
E) Denemeci konuyu seçerken öncelikle aydın kesiminin isteklerine cevap verir.

2. Türk tarihinde Nutkun ilk yazılı örneği olarak aşağıdakilerden hangisini gösterebiliriz?

A) Nutuk
B ) Orhun Abideleri
C) Tanzimat Fermanı
D) Kutadgu Bilig
E) Gençliğe Hitabe

3. Gece, yeryüzü varıp uykuya
Issızlıkta ay inince suya
Benzedin odamda bir sabaha

Yukarıdaki dizelerde kaç tane fiilimsi vardır?

A)1 B)2 C)3 D)4 E)5

4. I. Okurları bilgilendirmeyi ve ona bazı gerçekleri öğretmeyi amaçlar.
II. Uzman kişilerce yazılır.
III. Yazının merkezi doğrudan doğruya yazarın kendisidir.
IV. Kesin sonuçlara varmaz.
V. Güncel konularda veya güncellikle ilgisi olmayan bilimsel konularda yazılabilir.

Yukarıdaki verilen özelliklerden hangisi veya hangileri “makalenin” özelliklerinden değildir?

A) Yalnız III
B) I-II-IV
C) IV-V
D) III-IV
E) I-II-V

5. Aşağıdakilerden hangisi görüşme (mülâkat) tanım ve özellikleriyle ilgili değildir?

A) Toplum içinde kendi alanlarında sivrilmiş kişilerle konuşulur.
B) Radyo ve televizyonlarda sesli ve görüntülü olarak yayımlanır.
C) Kişi, anlatılanlara kendi düşüncesini yansıtabilir.
D) Gazete ve dergilerde yazılı olarak yayımlanır.
E) Görüşme yapılacak kişi hakkında önceden bilgi toplanır.

6. “Analiz” dergisinde yayınlanan bu yazının, bir uzman kalemin ürünü olduğu, yazıda kullanılan ifadelerden de anlaşılıyor. Ayrıca yazar ele aldığı problemi doğuran faktörler ve bunların çözümünü sağlayacak önlemler üzerinde dururken, söylediklerini somut verilere oturtarak ispatlama yoluna gidiyor. Rakamlara, hesaplamalara bağlıyor örneklerini. Böylece yazısına objektif bir ağırbaşlılık, saygınlık kazandırıyor.

Paragrafta sözü edilen yazının türü aşağıdakilerden hangisidir?

A) Makale B) Deneme
C) Fıkra D) Söyleşi
E) Eleştiri

7. Makale türünün bizde ilk örneğini kim, hangi eserle vermiştir?

A) Suut Kemal Yetkin- Edebiyat Üzerine
B) Ahmet Hamdi Tanpınar-Beş Şehir
C) Ahmet Haşim- Bize Göre
D) Şinasi- Mukaddime
E) F. Rıfkı Atay – Zeytindağı

8. Aşağıdakilerden hangisi sohbetin özelliklerinden değildir?

A) Güncel konular üzerinde yazılır.
B) Yazılanları kanıtlamak için örnek verildiğinden bilimsel bir niteliğe sahiptir.
C) Örnekleyici, açıklayıcı anlatım biçimleri kullanılır.
D) Açık, akıcı konuşma diline yakın bir dil kullanılır.
E) Deyimlerden, atasözlerinden, hatıralardan, özlü sözlerden sıkça yararlanılır.

9. Günlük olaylarla ilgili kişisel görüşleri yansıtan kısa, gazete yazılarıdır. Konuşma diliyle ve nükteli yazılan bu türde olaylar ve düşünceler açık bir dille anlatılır. Ayrıca yazarın düşüncelerini ispatlama zorunluluğu yoktur.

Yukarıdaki özellikler aşağıdaki edebi türlerden hangisine aittir?

A) Günlük
B) Sohbet
C) Söylev
D) Fıkra
E) Röportaj

10. Üvercinka,usta işi bir kitaptır.İlk kitaplardan beklenen hiçbir acemiliği taşımaz.Şairin 1953-1957 yılları arasında yazdığı şiirlerden seçtiği 29 şiirden oluşur.İnsan bedenini yok saymayan bir aşktır Üvercinka’nın ana izleği.Bu izleği çağdaş Türk şiirine sokarken şiirini ince bir alayla örer.Cemal Süreyya,kitapta somutun soyutlanması anlayışıyla değil,somut olanın soyut olarak yansıtılması anlayışını kurar.İkinci Yeni’yi yermek amacıyla şiirini örnekleyerek kendisini didikleyenlerden ayrıldığı yer,şiirin nasıl ifade edileceğidir.

Bu parça aşağıdaki yazı türlerinin hangisinden alınmış olabilir?

A) Söyleşi
B) Deneme
C) Eleştiri
D) Makale
E) Fıkra

11. Fıkra ile makalenin karşılaştırılmasıyla ilgili aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır?

A) Yazar ikisinde de kendi düşüncelerini açıklar.
B) Fıkrada konu, makaleye göre çok yüzeysel kalır.
C) Fıkranın anlatımı, makaleninkinden daha yalındır.
D) İkisi de gazete ve dergi yazısıdır.
E) İkisinde de savunulan görüşü ispatlama zorunluluğu vardır.

12. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır?

A) Genellikle kitap okuyarak vaktimi geçiriyorum.
B) Arkadaşlarımızın sorununa sahip çıkarak desteklemeliyiz.
C) Bu yıl, tatilimi İstanbul’da geçirmek istiyorum.
D) Orada, eski arkadaşlarımla görüşeceğim.
E) Onunla geçen yıl burada karşılaşmıştık.

13. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde tamlayanı düşmüş bir isim tamlaması vardır?

A)Önce kendi işini bitirir, bana sonra yardım edersin.
B) Onların yeni aldıkları evi gördün mü?
C) Sen her zaman buraları çok sevdiğini söylem ez miydin?
D) Bu cüzdanı kardeşi yolda bulmuş.
E) Söylendiğine göre bu yıl Ankara'da su sıkıntısı olmayacakmış.

14. Bir gerçeğin araştırma, inceleme, gezip görme ve soruşturma yoluyla yansıtıldığı yazılardır. Öğretici bir niteliği bulunan bu tür yazılarda açık ve anlaşılır bir dil kullanılır. Bu türde kalem oynatmak isteyen kişi, gerektiği durumlarda konuyla ilgili resim, fotoğraf ve grafiklerin ispatlayıcı özel­liklerinden yararlanmalıdır.

Bu parçada sözü edilen düz yazı türü, aşağıdakilerden hangisidir?

A) Röportaj
B) Makale
C) Fıkra
D) Deneme
E) Sohbet

15. Aşağıdaki bilgilerden hangisi yanlıştır?

A) Haber plânı tersine dönmüş pramit diye bilinir.
B) Haber ilginç ve önemli olmalıdır.
C) Hiç bir yayın organı habersiz düşünülemez.
D) Haber kaynağını yaşamdan alır.
E) Kaynaklarına göre haberler dörde ayrılır.

16. Son yıllarda edebiyat dünyamızda bir durağanlaşma gözlenmektedir. Bunda sanatçıların kendilerini yenileyememelerinin yanı sıra edebiyata gösterilen ilginin yetersizliği de etkilidir. Bir diğer sebep de edebiyatçıların bazı sanat dışı çevrelerin etkisi altında kalmaları ve bunun sonucunda edebiyat dergilerini de birer kulüp dergiciliğine çevirmeleridir. Bu durum edebiyat dünyasında ciddi bir boşluğun doğmasına yol açmıştır. Elinizdeki dergi bu boşluğu doldurmak amacıyla yayıma başladı.

Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?

A) Edebiyat çevrelerinde yaşanan olumsuzluklara
B) Edebiyat dergilerinin diğer dergi türlerinden farklarına
C) Sanat dışı çevrelerin, sanat üzerinde etkileri olduğuna
D) Edebiyat çevrelerindeki durağanlaşmanın nedenlerine
E) Bir derginin hangi amaçla yayımlandığına

17. “ Kendimizde hiç kusur olmasaydı, başkalarının kusurlarını görmekten böylesine zevk alır mıydık?”
Yukarıdaki cümlede anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A) İnsanlar, hatalarını düzelterek mükemmele ulaşmaya çalışırlar.
B) Hiç kimse kusurlu olmasaydı,mükemmelliğin değeri anlaşılamazdı.
C) Hatalarını düzeltmeyi her insan başaramayabilir.
D) Başkalarının kusurlarını görürken,kendimizi ihmal etmemeliyiz.
E) Kendi hatasını başkasında gören, psikolojik bir rahatlık hisseder.

18. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde anlatım bozukluğu vardır?

A) İnsanların kendi haklarını savunabilmeleri için bilinçlenmeleri gerekir.
B) Herkes yasa ve kanun önünde eşittir, der yasanın bir maddesi.
C) Bir ülkenin sınırları içinde yaşayan herkes o ülkenin vatandaşı sayılır.
D) Vatandaşın kendi sorumluluğunu bilmesi gerekmez mi?
E) Bu yasalar, toplumun tümü göz önünde tutularak hazırlanıyor.

19. “Bakmak” sözcüğü aşağıdaki cümlelerden hangisinde “anlamak, farkına varmak” anlamında kullanılmıştır?

A) Kadınlar iş dönüşü çocuk bakıyor, yemek hazırlıyorlar.
B) Baktım ki laf anlayacağı yok, konuşmaktan vazgeçtim.
C) Onun söylediğine bakma, kendi bildiğini yap.
D) Bak,bak neler olmuş da haberimiz yok!
E) Yemeğin tadına bir de siz bakar mısınız?

20. Özgür kişi, köle olmayan, tutsak olmayan kişidir. Kimsenin kölesi, kimsenin tutsağı değildir. Kendi kendisinin, duygularının, tutkularının, çıkarının da kölesi, tutsağı değildir. “Böyle işime geldiğinden böyle düşünüyorum, böyle söylüyorum.” diyen kimseyi gerçekten özgür sayabilir miyiz? Özgür kişinin düşünceleriyle duyguları, tutkuları, çıkarı arasında ille bir çarpışma, bir karşıtlık olması gerektir, demiyorum; uzlaştıkları zorla değil, kendileriyle uzlaştıkları da olur.

Yukarıda verilen parça hangi edebi türün örneğidir?

A) Fıkra
B) Makale
C) Deneme
D) Sohbet
E) Eleştiri

21. Aşağıdakilerden hangisi deneme türünde bir eser değildir?

A) Günlerin Getirdiği
B) Yarına İnanmak
C) Beş Şehir
D) Dostluk Derken
E) Gurabahâne-i Laklakan

22. Bir eser veya yazarın beğenilen ya da kusurlu olan taraflarını ortaya koyan yazı türüne ne denir?

A) Fıkra
B) Söyleşi
C) Eleştiri
D) Röportaj
E) Makale

S.23- “ İkna edemiyorsan kafalarını karıştır, çalışmaz olsun.”

Yukarıdaki cümledeki anlatım bozukluğunun benzeri aşağıdaki hangi cümlede yapılmıştır?

a- Pasta ve meyve suyu ikram edilecek.
b- Damlaya damlaya deniz olur.
c- Kapının önünde tamı tamına üç beş nöbetçi vardı.
d- Önceki gün sokakta kimse kalmamıştı, eve kapanmıştı.
e- Küçük kızın saçları hayli büyümüş.

24. Batılı anlamda makale Türk edebiyatında hangi dönemde başlamıştır?

A) 17. Yüzyılda
B) Tanzimat döneminde
C) II. Meşrutiyet döneminde
D) Cumhuriyet döneminde
E) 1970 yılından sonra

25. Aşağıdaki ifadelerden hangisi söylev türünün tanım ve özellikleriyle ilgili değildir?

A) Güzel söz söyleme sanatıdır.
B) Kitleyi etkileme amacı taşır
C) İki kişinin karşılıklı söyleşisidir.
D) Topluluğa bilgi ve mesaj aktarma amacı vardır.
E) Söyleve aynı zamanda nutuk ve hitabet de denir.

NOT:Her sorunun doğru cevabı dört (4) puandır.
SÜRE: 35 dk.

DERS ÖĞRETMENLERİ

Mustafa DOĞANAY Şengül BAYINDIR

11 DAN B GRUBU CEVAP ANAHTARI

S.1- Aylık güncelliği olan bir dergide yayımlanıyor yazılarım. Orta uzunluktaki bu yazılarda, bahsettiğim konuyla ilgili görüş ve düşüncelerimi ayrıntılara inmeden ortaya koyuyorum. Amacım okurlarımı bunaltmadan anlaşılmak olduğu için de konuşma dilinin sıcaklığı ve samimiyetinden faydalanmaya gayret ediyorum.

Böyle konuşan bir sanatçının yazılarının türü şağıdakilerden hangisiyle isimlendirilebilir?

A) Anı B) Makale
C) Söyleşi D) Eleştiri
E) Röportaj

S.2- Gazetelerin ya da dergilerin belli sütunlarında gündelik konuları bir görüş ve düşünceye bağlayarak yorumlayan yazılardır. Bu türde, yazar ele aldığı konuyu kanıtlamak zorunda değildir; okuyucu da yazarın görüşlerine inanıp inanmamakta serbesttir.

Yukarıdaki parçada bahsedilen edebi tür aşağıdakilerden hangisidir?

A) Deneme B) Fıkra C) Makale D) Eleştiri E) Röportaj

S.3- Orhan Pamuk’un Cevdet Bey ve Oğulları ile Sessiz Ev’den sonra yayımlanan üçüncü romanı Beyaz Kale’deki olaylar 17.yy’da, IV. Mehmet zamanında geçiyor.Okumaktan ve düşlemekten hoşlanan romancımız,kendine özgü gerçekliği olan bunun için de bize inandırıcı gelen bir roman dünyası kuruyor;yarattığı roman kişileri,bu dünyanın gerçekliği ve tutarlılığı içinde gerçeklik ve tutarlılık kazanıyorlar.Beyaz Kale’nin kişileri Sessiz Ev’in kişileri gibi ruhsal derinliği olan kişiler değil ama.

Paragrafta sözü edilen yazının türü aşağıdakilerden hangisidir?

A) Söyleşi B) Deneme
C) Fıkra D) Eleştiri
E) Makale

S.4-
I.Fıkra makaleye göre daha kısa bir yazı türüdür.
II.Fıkrada bir görüşü kanıtlama amacı yoktur;makalede vardır.
III.Fıkranın anlatımında öznellik;makalenin anlatımında nesnellik göze çarpar.
IV.Fıkrada da makalede olduğu gibi bir konuda uzman olmak önemlidir.
V.Fıkrada yer yer esprili bir üslup kullanılabilir;ancak makalede bu söz konusu değildir.

Yukarıdaki numaralı cümlelerin hangisinde bilgi yanlışı vardır?

A ) I B) II
C) III D) IV
E) V

S.5- Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır?

A) Bu, kendi resimleri için açtığı ilk kişisel sergisi olacağı için çok heyecanlıydı.
B) Buluştukları zaman sanattan edebiyattan konuşuyor;kimi zaman sanatçıları eleştiriyorlardı.
C) Ortada karamsar olmayı gerektirecek bir durum yoktu.
D) Bu kitapları okumak çocuğun ufkunu genişletiyor ona farklı dünyaların kapılarını açıyordu.
E) Çok yorgun olduğu için o akşam erken yatmak istedi.

S.6- “Yaz tatili başlamadan önce, okulun son günü, bağırarak, çığlıklar atarak yüksek tepelere tırmanır, kır çiçekleri toplamak için yarışırdık.”

Yukarıdaki cümlelerde kaç zarf-fiil vardır?

A)2 B)3 C) 4 D)5 E)6

S.7- Aşağıdakilerin hangisinde tamlayanı düşmüş bir ad tamlaması kullanılmıştır?

A) Öteki çocuklar da çok korkmuşlardı.
B) Bu kez benimle uzun uzun konuşmuştu.
C) O, düşüncelerinizi nasıl açıklayacağını bilemiyordu.
D) Böyle yararlı bir girişimi niçin yarıda bıraktınız?
E) İlan verme süresini de mi geçirmiş.

S.8- Çok yönlü,çok boyutlu bir türdür.Hem öğretici hem de yaşatıcı bir yazı türü olarak kabul edilebilir.Bir doğruyu,bir gerçeği araştırma,inceleme,gezip görme yoluyla somutlaştırma yapılır.Gerektikçe fotoğrafların tanıklığına da başvurulur.Tek bir konuda tek bir yazı olabildiği gibi aynı konuda bir dizi yazı da olabilir.Gözlem gücünü gerektiren bir yazı türüdür.

Paragrafta sözü edilen yazının türü aşağıdakilerden hangisidir?

A) Fıkra B) Eleştiri
C) Makale D) Deneme
E) Röportaj

S.9- Aşağıdaki bilgilerden hangisi yanlıştır?

A) Haber yazıları taraf ve yorum belirten yazılardır.
B) Haber yazıları geniş halk kitlelerini ilgilendirmelidir.
C) Haber ilginç,güncel ve önemli olmalıdır.
D) Haber kaynağını yaşamdan alır.
E) Kaynaklarına göre haberler üçe ayrılır.

S.10-
I. Kesinlik ve bilimsellik önemli öğelerdir.
II. Gazeteciliğin önemli bir dalıdır.
III. Yazar, doğruluğuna inandığı fikirleri, görüşleri okuyucuya kabul ettirme çabasındadır.
IV. Tarih, coğrafya, toplumbilim, hukuk ve folklor için yardımcı kaynak niteliğindedir.
V. Belgelere, kanıtlara dayanan bir yazı türü değildir.

Yukarıdakilerden hangisi denemenin özelliklerinden biridir?

A) I B) II
C) III D) IV
E)V

S.11- Aşağıdaki ifadelerden hangisi söylev türünün tanım ve özellikleriyle ilgili değildir?

A) Güzel söz söyleme sanatıdır.
B) Kitleyi etkileme ve bir fikir etrafında yönlendirme amacı taşır.
C) Cümleler kısa ama söz sanatlarıyla yüklü edebi,sanatkârane ağır bir dille örülmüştür.
D) Topluluğa bilgi ve mesaj aktarma amacı vardır.
E) Söylev,önceden hazırlanan hazırlıklı konuşmalardır.

S.12-“ Sen bana baktın, ben sana, şimdi beraber beş çocuğa bakıyoruz. “

Yukarıdaki cümledeki anlatım bozukluğunun benzeri aşağıdaki hangi cümlede yapılmıştır?

A. Yolu iki saatte yaya yürüyerek gittik.
B. Senin ve benim düşüncelerim ilgi görmedi.
C. Fazla otobüste beklemekten sıkıldım.
D. Meyveleri tabağa koyarak misafirlere ikram edildi.
E. Kardeşim ön koltuğa, bense arka koltuğa oturdum.

S.13-“Bir Fransız romancı der ki: “Yirmi bin sene sonra okunmayacağımı bilseydim, kalemi elime almazdım.”

Yukarıdaki cümlede sanatçının vurgulamak istediği nedir?

A) Romancılığının çağdaşlarından üstün olduğu
B) Çağının insanlarınca anlaşılamayacağı
C) Bütün sanatçıların er geç unutulacağı
D) Gerçek sanatçılardaki sonsuza kalma isteği
E) Romanlarının gelecek kuşaklar tarafından anlaşılacağı

S.14 Edebiyatımızdaki ilk eleştiri yazısı ve yazarı aşağıdaki seçeneklerden hangisinde doğru olarak verilmiştir?

A) Namık Kemal-Tahrib-i Harabat
B) Ahmet Haşim-Göl Saatleri
C) Muallim Naci-Tenkitler
D) Ziya Paşa-Demdeme
E) Şinasi- Tercüman-ı Ahval

S.15- “Kendini eleştiren, özeleştiri yapan insan hatalarını kısa zamanda en aza indirir.”

Bu cümledeki anlatım bozukluğunun nedeni nedir ?

A) Ek yanlışlığı
B) Aynı anlama gelen sözcüklerin kullanımı
C) Zarfın yerinde kullanılmaması
D) Sözcüklerin yanlış anlamda kullanılması
E) Yardımcı eylem fazlalığı

S.16 “Aksiyon” dergisinde yayınlanan bu yazının, bir uzman kalemin ürünü olduğu, yazıda kullanılan ifadelerden de anlaşılıyor. Ayrıca yazar ele aldığı problemi doğuran faktörler ve bunların çözümünü sağlayacak önlemler üzerinde dururken, söylediklerini somut verilere oturtarak ispatlama yoluna gidiyor. Rakamlara, hesaplamalara bağlıyor örneklerini. Böylece yazısına objektif bir ağırbaşlılık, saygınlık kazandırıyor.

Paragrafta sözü edilen yazının türü aşağıdakilerden hangisidir?

A) Söyleşi B) Deneme
C) Fıkra D) Makale
E) Eleştiri

S.17 “Kurmak “sözcüğü, aşağıdakilerin hangisinde “aklına koymak”anlamında kullanılmıştır?

A) Basit bir sorunu kurdukça kurdu,sonunda hepimize küstü.
B) Oyunun başlamasından üç saat once sahneyi kurmalıyız.
C) O,İstanbul’a gitmeyi bir defa kurmuş,artık buralarda durmaz.
D) Çadırımızı,denizi gören yüksek ve ağaçlarla kaplı bir tepeye kurduk.
E) Oğlanı annesi kuruyor;yoksa o,bu kadar geçimsiz biri değil.

S.18 Türk Edebiyatında Söylev türünün ilk yazılı örneği olarak aşağıdakilerden hangisini gösterebiliriz?

A) Nutuk B) Gençliğe Hitabe
C) Islahat Fermanı D) Kutadgu Bilig
E) Göktürk Abideleri

S.19- Batılı anlamda deneme Türk edebiyatında hangi dönemde başlamıştır?

A) 17. Yüzyılda
B) Tanzimat döneminde
C) II. Meşrutiyet döneminde
D) Cumhuriyet döneminde
E) 1970 yılından sonra

S.20- Aşağıdakilerden hangisi makalenin özelliklerinden değildir?

A) Düşünsel plânla yazılmasa da olur.
B) Yazar anlattıklarını bir mantık çerçevesine oturtabilmelidir.
C) Yazar anlattıklarının doğruluğuna güvenmelidir.
D) Her anlatılan önceki anlattıklarıyla çelişmemelidir.
E) Karşılaştırmadan yararlanılmalıdır.

S.21- Aşağıdaki sanatçılardan hangisi deneme türünde eser sahibi değildir?

A) Nurullah Ataç
B) A. Hamdi Tanpınar
C) Suut Kemal Yetkin
D) Halikarnas Balıkçısı
E) Falih Rıfkı Atay

S.22- Bir antoloji, tıpkı bir şiir kitabı gibi kendi içinde bütünsel­liği olan organik bir yapıdır. Bütün şiirler arasında sanki bir kan bağı vardır. Çünkü tek tek her birine onları kitaplardan, dergilerden çıkarıp oraya yerleştiren seçicinin alın teri, emeği, sevgisi de sinmiştir. Ya da öyle olmalıdır. Bu anlamda bir şiir antolojisi, onu oluşturan kişinin kişi­liğinin de aynası gibidir.

Bu parçada antolojiyle ilgili asıl söylenmek istenen, aşağıdakilerden hangisidir?

A) Yazarlarının beğenileri doğrultusunda hazırlanır.
B) Alınan şiirler arasında çeşitli benzerlikler vardır.
C) Kişisel bir beğeninin ürünü olduğu için aynı özelliklere sahip şiirlerden oluşur.
D) Sanat eserlerinin kalıcılığı konusunda bir güvencedir.
E) Hazırlanması yoğun bir bilgi ve çaba gerektirir.

S.23- Bir eser veya yazarın beğenilen ya da kusurlu olan taraflarını ortaya koyan yazı türüne ne denir?

A) Fıkra
B) Eleştiri
C) Röportaj
D) Makale
E) Söyleşi

S.24- “Adam olmak”erkeğe özgü bir erdem ve ayrıcalık anlamı içerdiğinden kadınların adam olamayacakları varsayımını da kurallaştırır.Bu yüzden eksiktir.Çağımızda “adam olmak” amacı eskimiş görünüyor;bu deyimin yanılgısını aşmak,ancak “insan olmak”la gerçekleşebilir.Ne demek insanlaşmak? Para,pul,saray, konak,yalı,iktidar,zenginlik,adamın adamlığı için yetmez.İnsan bunlarla hem vezir hem rezil olur;adamlaşamaz.

Yukarıda verilen parça hangi edebi türün örneğidir?

A) Fıkra
B) Deneme
C) Makale
D) Sohbet
E) Eleştiri

S.25- Aşağıdakilerden hangisi görüşme (mülâkat) tanım ve özellikleriyle ilgili değildir?

A) Kendi alanlarında sivrilmiş kişilerle konuşulur.
B) Sesli ve görüntülü olarak yayımlanabilir.
C) Kişi, anlatılanlara yorum ekleyebilir.
D) Gazete ve dergilerde yayımlanır.
E) Görüşme yapılacak kişi hakkında önceden bilgi toplanır.

NOT:Her sorunun doğru cevabı dört (4) puandır.
SÜRE: 35 dk.

DERS ÖĞRETMENLERİ

Mustafa DOĞANAY Şengül BAYINDIR

11 DAN C GRUBU CEVAP ANAHTARI

S.1- “Bir Fransız romancı der ki: “Yirmi bin sene sonra okunmayacağımı bilseydim, kalemi elime almazdım.”

Yukarıdaki cümlede sanatçının vurgulamak istediği nedir?

A) Romancılığının çağdaşlarından üstün olduğu
B) Çağının insanlarınca anlaşılamayacağı
C) Bütün sanatçıların er geç unutulacağı
D) Gerçek sanatçılardaki sonsuza kalma isteği
E) Romanlarının gelecek kuşaklar tarafından anlaşılacağı

S.2- Edebiyatımızdaki ilk eleştiri yazısı ve yazarı aşağıdaki seçeneklerden hangisinde doğru olarak verilmiştir?

A) Namık Kemal-Tahrib-i Harabat
B) Ahmet Haşim-Göl Saatleri
C) Muallim Naci-Tenkitler
D) Ziya Paşa-Demdeme
E) Şinasi- Tercüman-ı Ahval

S.3- Aşağıdaki sanatçılardan hangisi deneme türünde eser sahibi değildir?

A) Suut Kemal Yetkin
B) A. Hamdi Tanpınar
C) Suut Kemal Yetkin
D) Halikarnas Balıkçısı
E) Falih Rıfkı Atay

S.4- I.Fıkra makaleye göre daha kısa bir yazı türüdür.
II.Fıkrada bir görüşü kanıtlama amacı yoktur;makalede vardır.
III.Fıkranın anlatımında öznellik;makalenin anlatımında nesnellik göze çarpar.
IV.Fıkrada da makalede olduğu gibi bir konuda uzman olmak önemlidir.
V.Fıkrada yer yer esprili bir üslup kullanılabilir;ancak makalede Bu söz konusu değildir.

Yukarıdaki numaralı cümlelerin hangisinde bilgi yanlışı vardır?

A) I B) II
C) III D) IV
E) V

S.5- Türk Edebiyatında Söylev türünün ilk yazılı örneği olarak aşağıdakilerden hangisini gösterebiliriz?

A) Nutuk B) Gençliğe Hitabe
C) Islahat Fermanı D) Kutadgu Bilig
E) Göktürk Abideleri

S.6- Aşağıdakilerden hangisi görüşme (mülâkat) tanım ve özellikleriyle ilgili değildir?

A) Kendi alanlarında sivrilmiş kişilerle konuşulur.
B) Sesli ve görüntülü olarak yayımlanabilir.
C) Kişi, anlatılanlara yorum ekleyebilir.
D) Gazete ve dergilerde yayımlanır.
E) Görüşme yapılacak kişi hakkında önceden bilgi toplanır.

S.7- Bir antoloji, tıpkı bir şiir kitabı gibi kendi içinde bütünsel­liği olan organik bir yapıdır. Bütün şiirler arasında sanki bir kan bağı vardır. Çünkü tek tek her birine onları kitaplardan, dergilerden çıkarıp oraya yerleştiren seçicinin alın teri, emeği, sevgisi de sinmiştir. Ya da öyle olmalıdır. Bu anlamda bir şiir antolojisi, onu oluşturan kişinin kişi­liğinin de aynası gibidir.

Bu parçada antolojiyle ilgili asıl söylenmek istenen, aşağıdakilerden hangisidir?

A) Yazarlarının beğenileri doğrultusunda hazırlanır.
B) Alınan şiirler arasında çeşitli benzerlikler vardır.
C) Kişisel bir beğeninin ürünü olduğu için aynı özelliklere sahip şiirlerden oluşur.
D) Sanat eserlerinin kalıcılığı konusunda bir güvencedir.
E) Hazırlanması yoğun bir bilgi ve çaba gerektirir

S.8- Bir eser veya yazarın beğenilen ya da kusurlu olan taraflarını ortaya koyan yazı türüne ne denir?

A) Fıkra B) Eleştiri
C) Röportaj D) Makale
E) Söyleşi

S.9- “Kendini eleştiren, özeleştiri yapan insan hatalarını kısa zamanda en aza indirir.”

Bu cümledeki anlatım bozukluğunun nedeni nedir ?

A) Ek yanlışlığı
B) Aynı anlama gelen sözcüklerin kullanımı
C) Zarfın yerinde kullanılmaması
D) Sözcüklerin yanlış anlamda kullanılması
E) Yardımcı eylem fazlalığı

S.10- “Kurmak “sözcüğü, aşağıdakilerin hangisinde “aklına koymak”anlamında kullanılmıştır?

A) Basit bir sorunu kurdukça kurdu,sonunda hepimize küstü.
B) Oyunun başlamasından üç saat once sahneyi kurmalıyız.
C) O,İstanbul’a gitmeyi bir defa kurmuş,artık buralarda durmaz.
D) Çadırımızı,denizi gören yüksek ve ağaçlarla kaplı bir tepeye kurduk.
E) Oğlanı annesi kuruyor;yoksa o,bu kadargeçimsiz biri değil.

S.11- Batılı anlamda deneme Türk edebiyatında hangi dönemde başlamıştır?

A) 17. Yüzyılda B) Tanzimat döneminde
C) II. Meşrutiyet döneminde D) Cumhuriyet döneminde
E) 1970 yılından sonra

S.12-“Adam olmak”erkeğe özgü bir erdem ve ayrıcalık anlamı içerdiğinden kadınların adam olamayacakları varsayımını da kurallaştırır.Bu yüzden eksiktir.Çağımızda “adam olmak” amacı eskimiş görünüyor;bu deyimin yanılgısını aşmak,ancak “insan olmak”la gerçekleşebilir.Ne demek insanlaşmak? Para,pul,saray, konak,yalı,iktidar,zenginlik,adamın adamlığı için yetmez.İnsan bunlarla hem vezir hem rezil olur;adamlaşamaz.

Yukarıda verilen parça hangi edebi türün örneğidir?

A) Fıkra B) Deneme
C) Makale D) Sohbet
E) Eleştiri

S.13- Aylık güncelliği olan bir dergide yayımlanıyor yazılarım. Orta uzunluktaki bu yazılarda, bahsettiğim konuyla ilgili görüş ve düşüncelerimi ayrıntılara inmeden ortaya koyuyorum. Amacım okurlarımı bunaltmadan anlaşılmak olduğu için de konuşma dilinin sıcaklığı ve samimiyetinden faydalanmaya gayret ediyorum.

Böyle konuşan bir sanatçının yazılarının türü şağıdakilerden hangisiyle isimlendirilebilir?

A) Anı B) Makale
C) Söyleşi D) Eleştiri
E) Röportaj

S.14 Gazetelerin ya da dergilerin belli sütunlarında gündelik konuları bir görüş ve düşünceye bağlayarak yorumlayan yazılardır. Bu türde, yazar ele aldığı konuyu kanıtlamak zorunda değildir; okuyucu da yazarın görüşlerine inanıp inanmamakta serbesttir.

Yukarıdaki parçada bahsedilen edebi tür aşağıdakilerden hangisidir?

A) Deneme B) Fıkra
C) Makale D) Eleştiri
E) Röportaj

S.15- Aşağıdaki bilgilerden hangisi yanlıştır?

A) Haber yazıları taraf ve yorum belirten yazılardır.
B) Haber yazıları geniş halk kitlelerini ilgilendirmelidir.
C) Haber ilginç,güncel ve önemli olmalıdır.
D) Haber kaynağını yaşamdan alır.
E) Kaynaklarına göre haberler üçe ayrılır.

S.16 Aşağıdakilerden hangisi makalenin özelliklerinden değildir?

A) Düşünsel plânla yazılmasa da olur.
B)Yazar anlattıklarını bir mantık çerçevesine oturtabilmelidir.
C) Yazar anlattıklarının doğruluğuna güvenmelidir.
D) Her anlatılan önceki anlattıklarıyla çelişmemelidir.
E) Karşılaştırmadan yararlanılmalıdır.

S.17 I. Kesinlik ve bilimsellik önemli öğelerdir.
II. Gazeteciliğin önemli bir dalıdır.
III. Yazar, doğruluğuna inandığı fikirleri, görüşleri okuyucuya kabul ettirme çabasındadır.
IV. Tarih, coğrafya, toplumbilim, hukuk ve folklor için yardımcı kaynak niteliğindedir.
V. Belgelere, kanıtlara dayanan bir yazı türü değildir.

Yukarıdakilerden hangisi denemenin özelliklerinden biridir?

A) I B) II
C) III D) IV
E)V

S.18 Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır?

A) Bu, kendi resimleri için açtığı ilk kişisel sergisi olacağı için çok heyecanlıydı.
B) Buluştukları zaman sanattan edebiyattan konuşuyor;kimi zaman sanatçıları eleştiriyorlardı.
C) Ortada karamsar olmayı gerektirecek bir durum yoktu.
D) Bu kitapları okumak çocuğun ufkunu genişletiyor ona farklı dünyaların kapılarını açıyordu.
E) Çok yorgun olduğu için o akşam erken yatmak istedi.

S.19- Aşağıdaki ifadelerden hangisi söylev türünün tanım ve özellikleriyle ilgili değildir?

A) Güzel söz söyleme sanatıdır.
B) Kitleyi etkileme ve bir fikir etrafında yönlendirme amacı taşır.
C) Cümleler kısa ama söz sanatlarıyla yüklü edebi,sanatkârane ağır bir dille örülmüştür.
D) Topluluğa bilgi ve mesaj aktarma amacı vardır.
E) Söylev,önceden hazırlanan hazırlıklı konuşmalardır.

S.20-“Aksiyon” dergisinde yayınlanan bu yazının, bir uzman kalemin ürünü olduğu, yazıda kullanılan ifadelerden de anlaşılıyor. Ayrıca yazar ele aldığı problemi doğuran faktörler ve bunların çözümünü sağlayacak önlemler üzerinde dururken, söylediklerini somut verilere oturtarak ispatlama yoluna gidiyor. Rakamlara, hesaplamalara bağlıyor örneklerini. Böylece yazısına objektif bir ağırbaşlılık, saygınlık kazandırıyor.

Paragrafta sözü edilen yazının türü aşağıdakilerden hangisidir?

A) Söyleşi B) Deneme
C) Fıkra D) Makale
E) Eleştiri

S.21- Orhan Pamuk’un Cevdet Bey ve Oğulları ile Sessiz Ev’den sonra yayımlanan üçüncü romanı Beyaz Kale’deki olaylar 17.yy’da, IV. Mehmet zamanında geçiyor.Okumaktan ve düşlemekten hoşlanan romancımız,kendine özgü gerçekliği olan bunun için de bize inandırıcı gelen bir roman dünyası kuruyor;yarattığı roman kişileri,bu dünyanın gerçekliği ve tutarlılığı içinde gerçeklik ve tutarlılık kazanıyorlar.Beyaz Kale’nin kişileri Sessiz Ev’in kişileri gibi ruhsal derinliği olan kişiler değil ama.

Paragrafta sözü edilen yazının türü aşağıdakilerden hangisidir?

A) Söyleşi B) Deneme
C) Fıkra D) Eleştiri
E) Makale


S.22- Aşağıdakilerin hangisinde tamlayanı düşmüş bir ad tamlaması kullanılmıştır?

A) Öteki çocuklar da çok korkmuşlardı.
B) Bu kez benimle uzun uzun konuşmuştu.
C) O, düşüncelerinizi nasıl açıklayacağını bilemiyordu.
D) Böyle yararlı bir girişimi niçin yarıda bıraktınız?
E) İlan verme süresini de mi geçirmiş.

S.23-Çok yönlü,çok boyutlu bir türdür.Hem öğretici hem de yaşatıcı bir yazı türü olarak kabul edilebilir.Bir doğruyu,bir gerçeği araştırma,inceleme,gezip görme yoluyla somutlaştırma yapılır.Gerektikçe fotoğrafların tanıklığına da başvurulur.Tek bir konuda tek bir yazı olabildiği gibi aynı konuda bir dizi yazı da olabilir.Gözlem gücünü gerektiren bir yazı türüdür.

Paragrafta sözü edilen yazının türü aşağıdakilerden hangisidir?

A) Fıkra B) Eleştiri
C) Makale D) Deneme
E) Röportaj

S.24- “ Sen bana baktın, ben sana, şimdi beraber beş çocuğa bakıyoruz. “

Yukarıdaki cümledeki anlatım bozukluğunun benzeri aşağıdaki hangi cümlede yapılmıştır?

A. Yolu iki saatte yaya yürüyerek gittik.
B. Senin ve benim düşüncelerim ilgi görmedi.
C. Fazla otobüste beklemekten sıkıldım.
D. Meyveleri tabağa koyarak misafirlere ikram edildi.
E. Kardeşim ön koltuğa, bense arka koltuğa oturdum.

S.25-“Yaz tatili başlamadan önce, okulun son günü, bağırarak, çığlıklar atarak yüksek tepelere tırmanır, kır çiçekleri toplamak için yarışırdık.”

Yukarıdaki cümlelerde kaç zarf-fiil vardır?

A)2 B)3
C) 4 D)5
E)6




NOT:Her sorunun doğru cevabı dört (4) puandır.
SÜRE: 35 dk.

DERS ÖĞRETMENLERİ

Mustafa DOĞANAY Şengül BAYINDIR

29 Mayıs 2009 Cuma

11 DAN D GRUBU CEVAP ANAHTARI

1. Fıkra ile makalenin karşılaştırılmasıyla ilgili aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır?

A) Yazar ikisinde de kendi düşüncelerini açıklar.
B) Fıkrada konu, makaleye göre çok yüzeysel kalır.
C) Fıkranın anlatımı, makaleninkinden daha yalındır.
D) İkisi de gazete ve dergi yazısıdır.
E) İkisinde de savunulan görüşü ispatlama zorunluluğu vardır.

2. Aşağıdaki bilgilerden hangisi yanlıştır?

A) Haber plânı tersine dönmüş pramit diye bilinir.
B) Haber ilginç ve önemli olmalıdır.
C) Hiç bir yayın organı habersiz düşünülemez.
D) Haber kaynağını yaşamdan alır.
E) Kaynaklarına göre haberler dörde ayrılır

3. Türk tarihinde Nutkun ilk yazılı örneği olarak aşağıdakilerden hangisini gösterebiliriz?

A) Nutuk B ) Orhun Abideleri
C)Tanzimat Fermanı D ) Kutadgu Bilig
E) Gençliğe Hitabe

4. I. Okurları bilgilendirmeyi ve ona bazı gerçekleri öğretmeyi amaçlar.
II. Uzman kişilerce yazılır.
III. Yazının merkezi doğrudan doğruya yazarın kendisidir.
IV. Kesin sonuçlara varmaz.
V. Güncel konularda veya güncellikle ilgisi olmayan bilimsel konularda yazılabilir.

Yukarıdaki verilen özelliklerden hangisi veya hangileri “makalenin” özelliklerinden değildir?

A) Yalnız III B) I-II-IV C) IV-V
D) III-IV E) I-II-V

5. Bir eser veya yazarın beğenilen ya da kusurlu olan taraflarını ortaya koyan yazı türüne ne denir?

A) Fıkra B) Söyleşi
C) Makale D) Röportaj
E) Eleştiri

6. “Analiz” dergisinde yayınlanan bu yazının, bir uzman kalemin ürünü olduğu, yazıda kullanılan ifadelerden de anlaşılıyor. Ayrıca yazar ele aldığı problemi doğuran faktörler ve bunların çözümünü sağlayacak önlemler üzerinde dururken, söylediklerini somut verilere oturtarak ispatlama yoluna gidiyor. Rakamlara, hesaplamalara bağlıyor örneklerini. Böylece yazısına objektif bir ağırbaşlılık, saygınlık kazandırıyor.

Paragrafta sözü edilen yazının türü aşağıdakilerden hangisidir?

A) Makale B) Deneme C) Fıkra
D) Söyleşi E) Eleştiri

7. “Bakmak” sözcüğü aşağıdaki cümlelerden hangisinde “anlamak, farkına varmak” anlamında kullanılmıştır?

A) Kadınlar iş dönüşü çocuk bakıyor, yemek hazırlıyorlar.
B) Baktım ki laf anlayacağı yok, konuşmaktan vazgeçtim.
C) Onun söylediğine bakma, kendi bildiğini yap.
D) Bak,bak neler olmuş da haberimiz yok!
E ) Yemeğin tadına bir de siz bakar mısınız?

8. Aşağıdakilerden hangisi sohbetin özelliklerinden değildir?

A) Güncel konular üzerinde yazılır.
B) Yazılanları kanıtlamak için örnek verildiğinden bilimsel bir niteliğe sahiptir.
C) Örnekleyici, açıklayıcı anlatım biçimleri kullanılır.
D) Açık, akıcı konuşma diline yakın bir dil kullanılır.
E) Deyimlerden, atasözlerinden, hatıralardan, özlü sözlerden sıkça yararlanılır.

9. “ Kendimizde hiç kusur olmasaydı, başkalarının kusurlarını görmekten böylesine zevk alır mıydık?”
Yukarıdaki cümlede anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A) İnsanlar, hatalarını düzelterek mükemmele ulaşmaya çalışırlar.
B) Hiç kimse kusurlu olmasaydı,mükemmelliğin değeri anlaşılamazdı.
C) Hatalarını düzeltmeyi her insan başaramayabilir.
D) Başkalarının kusurlarını görürken,kendimizi ihmal etmemeliyiz.
E) Kendi hatasını başkasında gören, psikolojik bir rahatlık hisseder.

10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde anlatım bozukluğu vardır?

A) İnsanların kendi haklarını savunabilmeleri için bilinçlenmeleri gerekir.
B) Herkes yasa ve kanun önünde eşittir, der yasanın bir maddesi.
C) Bir ülkenin sınırları içinde yaşayan herkes o ülkenin vatandaşı sayılır.
D) Vatandaşın kendi sorumluluğunu bilmesi gerekmez mi?
E) Bu yasalar, toplumun tümü göz önünde tutularak hazırlanıyor.

11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde tamlayanı düşmüş bir isim tamlaması vardır?

A)Önce kendi işini bitirir, bana sonra yardım edersin.
B) Onların yeni aldıkları evi gördün mü?
C) Sen her zaman buraları çok sevdiğini söylem ez miydin?
D) Bu cüzdanı kardeşi yolda bulmuş.
E) Söylendiğine göre bu yıl Ankara'da su sıkıntısı olmayacakmış.

12. Son yıllarda edebiyat dünyamızda bir durağanlaşma gözlenmektedir. Bunda sanatçıların kendilerini yenileyememelerinin yanı sıra edebiyata gösterilen ilginin yetersizliği de etkilidir. Bir diğer sebep de edebiyatçıların bazı sanat dışı çevrelerin etkisi altında kalmaları ve bunun sonucunda edebiyat dergilerini de birer kulüp dergiciliğine çevirmeleridir. Bu durum edebiyat dünyasında ciddi bir boşluğun doğmasına yol açmıştır. Elinizdeki dergi bu boşluğu doldurmak amacıyla yayıma başladı.

Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?

A) Edebiyat çevrelerinde yaşanan olumsuzluklara
B) Edebiyat dergilerinin diğer dergi türlerinden farklarına
C) Sanat dışı çevrelerin, sanat üzerinde etkileri olduğuna
D) Edebiyat çevrelerindeki durağanlaşmanın nedenlerine
E) Bir derginin hangi amaçla yayımlandığına

13. Aşağıdakilerden hangisi deneme türünün özelliklerinden değildir?

A) İçerikte sınırlamaya gidilmez.
B) Konu yazarın istediği şekilde anlatılabilir.
C) Yazar fikirlerinde ısrarlı ve iddialı değildir.
D) Özgünlük ve subjektiflik vardır.
E) Denemeci konuyu seçerken öncelikle aydın kesiminin isteklerine cevap verir.

14. Bir gerçeğin araştırma, inceleme, gezip görme ve soruşturma yoluyla yansıtıldığı yazılardır. Öğretici bir niteliği bulunan bu tür yazılarda açık ve anlaşılır bir dil kullanılır. Bu türde kalem oynatmak isteyen kişi, gerektiği durumlarda konuyla ilgili resim, fotoğraf ve grafiklerin ispatlayıcı özel­liklerinden yararlanmalıdır.

Bu parçada sözü edilen düz yazı türü, aşağıdakilerden hangisidir?

A) Röportaj B) Makale
C) Fıkra D) Deneme
E) Sohbet

15.. Aşağıdaki ifadelerden hangisi söylev türünün tanım ve özellikleriyle ilgili değildir?

A) Güzel söz söyleme sanatıdır.
B) Kitleyi etkileme amacı taşır
C) İki kişinin karşılıklı söyleşisidir.
D) Topluluğa bilgi ve mesaj aktarma amacı vardır.
E) Söyleve aynı zamanda nutuk ve hitabet de denir.

16. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır?

A) Genellikle kitap okuyarak vaktimi geçiriyorum.
B) Arkadaşlarımızın sorununa sahip çıkarak desteklemeliyiz.
C) Bu yıl, tatilimi İstanbul’da geçirmek istiyorum.
D) Orada, eski arkadaşlarımla görüşeceğim.
E) Onunla geçen yıl burada karşılaşmıştık.

17. Günlük olaylarla ilgili kişisel görüşleri yansıtan kısa, gazete yazılarıdır. Konuşma diliyle ve nükteli yazılan bu türde olaylar ve düşünceler açık bir dille anlatılır. Ayrıca yazarın düşüncelerini ispatlama zorunluluğu yoktur.

Yukarıdaki özellikler aşağıdaki edebi türlerden hangisine aittir?

A) Deneme B) Sohbet
C) Fıkra D) Söyleşi
E) Röportaj

18. Üvercinka,usta işi bir kitaptır.İlk kitaplardan beklenen hiçbir acemiliği taşımaz.Şairin 1953-1957 yılları arasında yazdığı şiirlerden seçtiği 29 şiirden oluşur.İnsan bedenini yok saymayan bir aşktır Üvercinka’nın ana izleği.Bu izleği çağdaş Türk şiirine sokarken şiirini ince bir alayla örer.Cemal Süreyya,kitapta somutun soyutlanması anlayışıyla değil,somut olanın soyut olarak yansıtılması anlayışını kurar.İkinci Yeni’yi yermek amacıyla şiirini örnekleyerek kendisini didikleyenlerden ayrıldığı yer,şiirin nasıl ifade edileceğidir.

Bu parça aşağıdaki yazı türlerinin hangisinden alınmış olabilir?

A) Eleştiri B) Deneme
C) Söyleşi D) Makale
E) Fıkra

19. Makale türünün bizde ilk örneğini kim, hangi eserle vermiştir?

A) Nurullah Ataç- Karalama Defteri
B) Ahmet Hamdi Tanpınar-Beş Şehir
C) Ahmet Haşim- Bize Göre
D) Şinasi- Mukaddime
E) F. Rıfkı Atay – Zeytindağı

20. Özgür kişi, köle olmayan, tutsak olmayan kişidir. Kimsenin kölesi, kimsenin tutsağı değildir. Kendi kendisinin, duygularının, tutkularının, çıkarının da kölesi, tutsağı değildir. “Böyle işime geldiğinden böyle düşünüyorum, böyle söylüyorum.” diyen kimseyi gerçekten özgür sayabilir miyiz? Özgür kişinin düşünceleriyle duyguları, tutkuları, çıkarı arasında ille bir çarpışma, bir karşıtlık olması gerektir, demiyorum; uzlaştıkları zorla değil, kendileriyle uzlaştıkları da olur.

Yukarıda verilen parça hangi edebi türün örneğidir?

A) Fıkra B) Makale
C) Deneme D) Sohbet
E) Eleştiri

21. Aşağıdakilerden hangisi deneme türünde bir eser değildir?

A) Günlerin Getirdiği B) Yarına İnanmak
C) Beş Şehir D) Dostluk Derken
E) Gurabahâne-i Laklakan

22.. Aşağıdakilerden hangisi görüşme (mülâkat) tanım ve özellikleriyle ilgili değildir?

A) Toplum içinde kendi alanlarında sivrilmiş kişilerle konuşulur.
B) Radyo ve televizyonlarda sesli ve görüntülü olarak yayımlanır.
C) Kişi, anlatılanlara kendi düşüncesini yansıtabilir.
D) Gazete ve dergilerde yazılı olarak yayımlanır.
E) Görüşme yapılacak kişi hakkında önceden bilgi toplanır.

S.23- “ İkna edemiyorsan kafalarını karıştır, çalışmaz olsun.”

Yukarıdaki cümledeki anlatım bozukluğunun benzeri aşağıdaki hangi cümlede yapılmıştır?

a- Pasta ve meyve suyu ikram edilecek.
b- Damlaya damlaya deniz olur.
c- Kapının önünde tamı tamına üç beş nöbetçi vardı.
d- Önceki gün sokakta kimse kalmamıştı, eve kapanmıştı.
e- Küçük kızın saçları hayli büyümüş.

24. Batılı anlamda makale Türk edebiyatında hangi dönemde başlamıştır?

A) 17. Yüzyılda
B) Tanzimat döneminde
C) II. Meşrutiyet döneminde
D) Cumhuriyet döneminde
E) 1970 yılından sonra

25. Gece, yeryüzü varıp uykuya
Issızlıkta ay inince suya
Benzedin odamda bir sabaha

Yukarıdaki dizelerde kaç tane fiilimsi vardır?

A)1 B) 2
C)3 D) 4
E)5


NOT:Her sorunun doğru cevabı dört (4) puandır.
SÜRE: 35 dk.

DERS ÖĞRETMENLERİ

Mustafa DOĞANAY Şengül BAYINDIR

Başarılar diliyoruz…